"النقى" - Translation from Arabic to Turkish

• temiz
• saf

Herkes artık epey iyileştiğini söylüyor. temiz hava, istirahat ve bolca güzel yemekler.
الجميع يقولون أنك أفضل كثيراً الآن الهواء النقى و الراحة و الطعام الجيد

- temiz hava almalısın. - Kendini Alplerdemi sanıyorsun ne temiz havası.
يجب أن تحصل على بعض الهواء النقى أنت لست على جبال الألب

Ben biraz temiz hava almaya gidiyoum. Ondan sonrada camdan atlayacağım.
سأخرج لأتنفس الهواء النقى سأقفز من هذه النافذة

saf ışığın dönüşümünü göremez misin?
ألا يمكنك أن ترى ما يلمع مثل الضوء النقى ؟

saf altından yapıldığını söylemeleri senin için önemli değil o zaman?
وكما يقولون, أن الشيىء المصنوع من الذهب النقى يجعل لا أحد يلاحظك

temiz hava, bol gıda, güverte sporları, güzel kızlar...
الهواء النقى و الطعام الجيد كذلك الرياضه والفتيات الجميله

Kesinlikle çok çekici, güzel bir ülke ve bol temiz hava.
انها بلد جميل وساحر ، وبه كثير من الهواء النقى

Arkadaşlarım! temiz hava! Güneş ışığı!
اه , يا اصدقائى الهواء النقى , اشعه الشمس , الرياضه

Gaz keplerini kuru tutabilmek için başlarına geçirmişlerdi ancak yeterince temiz hava alamadıkları için bu onları rahatsız etti.
الجنود صغيرى السن أصيب عدد كبير منهم بالدوار واغلبهم انصرف للبحث عن الهواء النقى

Seni kulağından çekip götürürsem, bir güzel temiz hava alırsın.
يجب عليك أن تشم بعض الهواء النقى حتى لو إضطررت لأخذك لتشمه بالخارج

temiz hava, giyecek, su ve yiyecek konusunda bize güvenmeleri yeterli değil.
هذا لايكفى انهم يعتمدون علينا للغذاء والملابس والماء والهواء النقى

temiz yakıtı, bize sonsuz enerji yaratma olanağı veriyor.
يمكننا الآن من إنتاج كمية لانهائية من الطاقة من هذا الوقود النقى

Eğer oynarsan temiz hava alırsın belki zihnini Janice'ten boşaltır.
إذا لعبت واستنشقت الهواء النقى ربما هذاُسينسيك جانيس

temiz hava almak istemediğinize emin misiniz Bayan Barton?
أمتأكدة أنكى لا تحتاجين بعض الهواء النقى ، آنسة بارتون ؟

Biraz temiz hava işime yarar. Birlikte çalışmak da öyle.
يمكننى الحصول على بعض الهواء النقى و بعض التعاون

Artık dışarı çıkıp, biraz temiz hava alalım.
انا اقترح ان نذهب لاعلى لناخذ بعض من الهواء النقى

Tüm bu yerin saf altından olabileceğini biliyordum.
كنت أعرف بأن هذا المكان ككتلة من الذهب النقى بالنسبة لى

gerçekten. hiç bir şeyim kalmadı teklif edecek saf refleks dışında, saf refleks ve kimilerinin hayır bugün ölmeyeceğim diye haykırdığı hayatta kalma güdüsü dışında
حقاً. لم يكن لدىّ شىء باق أفعله ما عدا رد الفعل النقى

Eğer doğru oynarsak, yarım kilo saf alabiliriz.
لقد فعلناها على صواب ممكن ان يكون معنا رطل من الصنف النقى

Hiçbir şeyim kalmamıştı saf bir refleks dışında.
لم يكن لدىّ شىء باق أفعله ما عدا رد الفعل النقى

Bu genç kadın da senin anneni nasıl gördüğünü temsil ediyor, sevgi dolu ve saf.
هذه السيدة الشابة تُمثل نظرتك أنت إلى أمك وحُبك النقى لها