Güzel oluyor çünkü jelibonların tadı bonibonların tadını ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | إنها رائعة لأن نكهة الستاربرست تعطي نفس النكهة في السكيتلز |
Ne kadar yaşarsan yaşa tadı ne olursa olsun kesinlikle vanilya değildir. | Open Subtitles | أنت تعرفين ماهي النكهة وبالتأكيد ليست فانيليا |
Enzimler de bir bakıma hamura tat veren sırlardan biri. | TED | والانزيميات هي السر .. انها المكون الذي يجلب النكهة |
Bütün parçaları birleştiriyorsun, ve eğer istediğin şehriyeyi elde edemezsen tadını dengeleyemezsin. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ تَختلطَ المكوناتَ جيداً، ولا تضع المعكرونة قبل أن تزن النكهة |
Her şey tam lezzeti ortaya çıkarma görevimi yerine getirmek için. | TED | ولكي احاول فهم وظيفتي لاتمام مهمة استنباط النكهة الممكنة في الخبز |
Her fırıncının, her aşçılık öğrencisinin, her aşçının gayesi lezzet sunmaktır. | TED | والتحدي لكل خباز او طاه .. او متعلم في مدرسة طبخ هو ان يضيف النكهة |
Kitaplar ve aromalı prezervatifler satıyorlar. | Open Subtitles | أنها تبيع الكتب والواقي الذكري النكهة. |
Şu özgün tadı kullanmalısınız, mavi ya da turuncu zırvayı değil. | Open Subtitles | يجب أن تستخدموا النكهة الأصلية ليس هذا الجديد ، الأزرق أو البرتقالي |
Şu özgün tadı kullanmalısınız, mavi ya da turuncu zırvayı değil. | Open Subtitles | يجب أن تستخدموا النكهة الأصلية ليس هذا الجديد ، الأزرق أو البرتقالي |
Belki bir dahaki sefere bu tadı koyalca bırakmazlar. | Open Subtitles | ربما لن يجعلوا النكهة تدوم طويلاً في المرة القادمة |
Yüzde ikiden az doğal tat içeriyor. | Open Subtitles | وأيضا يحتوي على نسـبة أقل من 2 بالمئة من النكهة الطبيعية |
Tek tat fazla kavrulmuş olmalarından geliyor. | Open Subtitles | كما أن النكهة الوحيدة الطاغية هي نكهة التحميص الزائد |
Bu içindeki sıradışı tat da ne? | Open Subtitles | ماذا كان نوع النكهة المدهشة المضافة للطعام؟ |
Bu tavuk çorbasının eski tarifine benzer bu tarifte tavuk tadını kaybedene kadar kaynatılır. | TED | انها تقريبا مثل تلك الوصفة القديمة لحساء الدجاج ، حيث تقوم بسلق الدجاج حتى تضيع النكهة. |
Neden o kadar lezzetli olan bir etin tadını kapatayım ki? | Open Subtitles | أعني , لمَ إخفاء النكهة لوجبة لذيذة كهذه؟ |
Soğuk şeyler yersen, lezzeti değil, soğuğu hissedersin. | Open Subtitles | أتعلمين، عندما تأكلين شيئا باردا، فإنك تتذوقين طعم البرودة، لا النكهة |
Sıcak şeyler yersen, lezzeti değil, sıcağı hissedersin. | Open Subtitles | عندما تأكلين شيئا ساخنا، فإنك تتذوقين طعم السخونة، لا النكهة |
Ben buna lezzet kuralı diyorum. | TED | انا اقول دوما .. النكهة هي الحكم في كل شيء |
Viski aromalı şekerler aşk romanları Kenny G'nin Cd'si. | Open Subtitles | البنبون النكهة بوربون... ... الروايات الرومانسية... ... كيني G CD. |
GooGoo'yu yapanlar size sunuyor dünyanın en lezzetli şekeri ve King Leo saplı şeker, lezzetten kükreyen şeker. | Open Subtitles | من صناع قوو قوو أعظم حلوى في العالم وحلوى الملك ليو، ذات النكهة العجيبه |
Evet, mısırımın üstüne koymak istediğim sos tam da buydu. | Open Subtitles | نعم ,هذه هي النكهة بالتحديد التي أريدها على الفيشار |
Birazcık lahana turşusu ve biraz Çeşni. | Open Subtitles | بعض مخلل الملفوف، وبعض النكهة فحسب. |
Ruhları olmadığı için, lezzetin ta kendisiler. | Open Subtitles | لأنهم ليس لديهم روح هذه هي النكهة |
Evet, somon balığını her gün havalandırmak Lezzetini ortaya çıkarır. | Open Subtitles | أجل، السماح لطعام "السلمون" بالتنفس طوال اليوم يجلب حقاً النكهة |