| Mobilyaların pek de arzulanacak cinsten olmadığının farkındayım ama kalite her zaman kalitedir değil mi? | Open Subtitles | أعترف أن الآثاثات والمفروشات . تُركت على ما يُرام لكن هذه النوعية تعيش , أليس كذلك ؟ |
| 1. sınıf tohum ücreti alıyor ama o adi kalite. | Open Subtitles | لقد دفعتِ ثمن بذور من الدرجة الأولى وتلكَ بذور من النوعية السيئة |
| Adam da evine gelip, onun, o tür bir kadın olmadığını anlamıştır. | Open Subtitles | ربما أتى الى المنزل رأى بأن كوريتا ليست بتلك النوعية من النساء |
| İnsanların bu tür hikayeleri takas etmek zorunda olup olmadıklarını bilmiyorum | Open Subtitles | أو ما إذا كان الناس يفكرون بمقايضة تلك النوعية من القصص |
| Sen bu tip hoş, sert, kalın kaşlı ve kelepçeli erkekleri beğenirsin. | Open Subtitles | تعجبك النوعية اللطيفة من الأشخاص قساة القلب ذوى الحواجب الكثيفة ويحملون الأغلال |
| Onlar genellikle duyarlı, zeki insanlar, ki kaliteli gösteriye olumlu tepki verirler. | Open Subtitles | إنهم بشكل عام إناس أذكياء حيث أنهم تقبلوا هذه النوعية من الترفية |
| Hayır ama bu tipleri tanırım. Ve hiç sevmem. | Open Subtitles | لا، ولكني اعرف هذه النوعية ، ولاارتاح لها |
| OMOC'un pek paylaşmak istemediği bir nitelik. | Open Subtitles | انها النوعية التي لا يريد اوماك التشارك بها |
| Bugün çıkardıkları işten çok etkilendim hem kalite hem de miktar olarak. | Open Subtitles | أنا مبتهج بالعمل الذي أنجزوه اليوم كلا النوعية والكمية |
| Senin dediğin gibi dostum, kalite istiyorsan, ücretini ödemelisin. | Open Subtitles | كما قلت إذا أردت النوعية عليك أن تدفع لذلك |
| kalite sıradan insanlara göre değildir. Asla olmadı, olmayacak da. | Open Subtitles | النوعية الممتازة ليست للمستهثرين لم تكن كذلك ولن تكون |
| Bugün çikardiklari isten çok etkilendim hem kalite hem de miktar olarak. | Open Subtitles | أنا مبتهج بالعمل الذي أنجزوه اليوم كلا النوعية والكمية |
| Çocuk paylaşımı davalarında bu tür suçlamaların olması standart bir şeydir. | Open Subtitles | في دعاوى حضانة الأطفال ، تكون هذه النوعية من الإتهامات تقليدية |
| Ben bir adli gelişim psikoloğuyum ve bu tür davaları inceliyorum. | TED | أنا طبيبة نفسية شرعية، وأدرس هذه النوعية من الحالات. |
| Fakat biz bu tür değerlere tam olarak sağırız. | TED | بينما تبدو أذهاننا غائبة عن مثل هذه النوعية من القيْم |
| Şu anda bu tip hastaları çok genel yöntemlerle tedavi ediyoruz. | TED | نحن نتعامل مع تلك النوعية من المرضى بشكل جاف وفي هذه اللحظة من الزمان |
| Hayır, o lokantaları duymadım ama o tip yerleri bilirim. | Open Subtitles | لا ، لا اعلم بالضبط هذه الرستورانات ، لكننى اعلم النوعية |
| İnsan her zaman böylesine kaliteli ve merhamet dolu bir bayanla karşılaşmıyor. | Open Subtitles | ليس كل يوم يمكن للشخص أن يلتقي سيدة بمثل هذه النوعية و الشغف |
| gördüğüm kadarıyla dilini yutmuşsun. kaliteli bir eş. | Open Subtitles | .أنت عاجزة عن الكلام، أرى ذلك هذه هي النوعية الجيدة من الزوجات |
| Bu tipleri kullanacağımız bir yer her zaman çıkar. | Open Subtitles | نحن دائماً نستطيع أن نجد ونستغل هذه النوعية |
| Bak, istediğim şeyi elde etmeye alışığım ki, en çekiçi nitelik olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | . انظر , أعتدت أحصل على ما أريد . التى اعرف انها ليست النوعية الأكثر جاذبية |
| Bu kalitede kılıçlar bulmak o kadar kolay değil. | Open Subtitles | السيوف بهذه النوعية ليست سهلة الحصول عليها |
| Bu kadın her nasılsa alışılagelmiş tiplerden değildi. | Open Subtitles | لكن تلك المرأة لم تكن من النوعية الساقطة. |
| Karizmatik adamlara ihtiyacı olan kadın tipi var sende. | Open Subtitles | فانتي شبيهه اكثر الي تلك النوعية من النساء التي بحاجة الي شخص جدي |
| Kaliteden ödün verelim. Yükselişe geçeriz. | Open Subtitles | نهرب إلى النوعية حان وقت شركات الاستثمار الموثوقة |