Ahlaki bir uyanış anında olduğumuza inanıyorum. Eski mutlakların çöktüğü zaman gelen türden bir uyanış. | TED | أؤمن بأننا في لحظة صحوة أخلاقية، من النوع التي تأتي عندما تنهار المعتقدات القديمة. |
İnsanların düşünceleri yüzünden arkadaşlarına sırtını dönen türden biri değilim. | Open Subtitles | لحياتك المهنية الجديدة أنا لست من النوع التي تدير ظهرها لأصدقائها بسبب ما سيظنه الناس |
Senin anlayacağın türden değil, Şerif. | Open Subtitles | ليست من النوع التي يمكنك أن تفهمها أيها الشريف |
Tek başına örtbas edemeyeceği türden sırlar. | Open Subtitles | .أسرار من النوع التي لا يستطيع .أن يُغطّي عليها وحده |
Kariyerleri uçuran ve başkanlıkları bitiren türden. | Open Subtitles | من النوع التي تصنع مستقبل الأشخاص وتنهي مستقبل رؤساء. |
Bir sürü fiyasko. Hem de hiç sevmediğim türden. | Open Subtitles | كانت سلسلة من التماثيل وليست من النوع التي أحب. |
Bunlar özel fotoğraflardı, kulüplerde çekilen türden değil. | Open Subtitles | كانت صوراً مختلفة ليس من النوع التي تصورينها في النادي |
Asla çözemeyeceğimiz türden. Bunu hesaba katmıyoruz ama değil mi? | Open Subtitles | -إنها من النوع التي لا تحلينها لكن ذلك ليس منطقي، اليس كذلك؟ |
Yemek yemek için kullanılan türden değil. | Open Subtitles | ليس النوع التي نأكل به |
Beni Caza kartelinin lideriyle bağlantıya sokacak türden Mike. | Open Subtitles | من النوع التي تجعلني أتواصل مع قيادة منظمة (كازا) يا (مايك). |