| Üzgünüm, ama annem telefon konuşmaları yüzünden tamamiyle patlamaya hazır durumda. | Open Subtitles | أنا اسف لكن امي قد اعلنت الحرب تماما بشأن المكالمات الهاتفية |
| telefon şirketinden o hatta ait kayıtları iştetmemin mahsuru var mı? | Open Subtitles | هل تمانعون لو طلبنا السجلات الهاتفية لها من شركة الإتصالات ؟ |
| telefon çağrılarını almaya başlamış olmalı ve hemen buraya döndü. | Open Subtitles | لذا لقد باشر بالأتصالات الهاتفية وجاء مباشرة لهنا طلباً للمساعدة |
| Kim olursa olsun, onlara sadece hayır de Bridget. Başka telefon yok. | Open Subtitles | قولي لا لأي شخص آخر يا بريديجت لا مزيد من الاتصالات الهاتفية |
| telefon kayıtları onu yirmiye yakın suçla ilişkilendiriyor ama biri bile cinayet değil. Uzun bir süre buralarda olmayacak. | Open Subtitles | المكالمات الهاتفية كافية لربطه بـ 20 تهمة جنائية مختلفة هذا من دون حساب جريمة القتل، سيسجن لفترة طويلة جداً |
| telefon dinleme ve yaratıcı keşif teknikleri kullanarak birkaç sansasyonel baskın düzenlemiş. | Open Subtitles | قام بإجراء إعتقالين مُهمّين بإستخدام التنصت على المكالمات الهاتفية وتقنيات مراقبة إبداعيّة. |
| telefon kayıtları son altı aydır bir intihar yardım hattını aradığını gösteriyor. | Open Subtitles | سجلات هاتفها تظهر العديد من الإتصالات الهاتفية بخدمة مساعدة من يفكر بالإنتحار |
| Eğer birisiyle gizli kapaklı görüşmüşse, bu telefon kayıtlarında görmüyor. | Open Subtitles | لو كانت تقابل شخصا ما فسيظهر هذا فى سجلاتها الهاتفية |
| Tamam, ofisine git ve onun e-postalarını, mesajlarını, telefon kayıtlarını incele. | Open Subtitles | حسنا، عد الى مكتبك ودقق بريده الالكتروني الرسائل النصية، اتصالاته الهاتفية |
| Haklarımı biliyorum. telefon etme hakkımı istiyorum. telefon etme hakkımı verin bana! | Open Subtitles | أعرف حقوقي وأريد مكالمتي الهاتفية إنها أولى حقوقي هذه أولى حقوقي الأساسية |
| Yaptığımız tek bir telefon konuşması siyasi olarak bölünmüş bir ülkeyi kökten iyileştirip sistematik adaletsizliği kaldırdı mı? | TED | وهل محادثتنا الهاتفية عالجت بلداً مقسم سياسياً علاجاً جذرياً وهل عالجت الظلم المنهجي؟ |
| O kadar endişeliydi ki eşinin eposta adresinden bana yazdı çünkü telefon konuşmasının takip edilebileceğinden korkuyordu. | TED | لقد كان قلقاً، فأرسل لي راسلني من البريد الإلكتروني الخاص بزوجته لأنه كان خائفا من تتبع المكالمات الهاتفية. |
| Şu an vücudunuzdan geçen binlerce telefon konuşması var ve siz hiçbirini fark etmiyorsunuz. | TED | ثمة آلاف من المحادثات الهاتفية تعبر من خلالكم في هذه اللحظة، وأنتم مغيبين عنها تمامًا. |
| telefon görüşmelerinden bir bölüm. | TED | وهذا مقتطف من المكالمة الهاتفية بينهما. |
| telefon konuşmaları ayda 45 dakikayla sınırlı iken, diğer mahkumlar ayda 300 dakika arama yapabiliyor. | TED | يمكن حصر طول المكالمة الهاتفية ليصل إلى 45 دقيقة في الشهر، مقابل 300 دقيقة للسجناء الآخرين. |
| En başta, Uganda'daki ailesine düzenli olarak telefon ettiğini gördük. | TED | ومنها، رأينا أنها قامت وبشكل منتظم بإجراء المكالمات الهاتفية مع عائلتها في أوغندا. |
| Kısacası, bu telefon görüşmesinde Peru veya Kanada kadar büyük olan bir eyalete ve sistemine kendisini dönüştürmesi için yardım edeceğime söz verdim. | TED | إذاً وبشكل أساسي، فخلال تلك المكالمة الهاتفية وعدت بمساعدة ولاية ونظام بنفس كبر تحويل البيرو أو كندا نفسها. |
| Eğer 15 saniye içinde neden aradığını söylemezsen telefonu kapatmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | وإذا لم تخبرني لماذا إتصلت في خمسين ثانيه سأنهى المحادثة الهاتفية |
| telefonda sürekli senden bahsediyor. | Open Subtitles | لا تكف عن التحدث عنك خلال مكالماتنا الهاتفية. |
| Alçak topuklu, ayak tabanını destekleyen doğru ayakkabılar giyin ve telefonla görüşürken kulaklık seti kullanın. | TED | إرتدي أحذية ذات كعوب منخفضة وتدعم تقوس القدم جيداً وإستخدم سماعات الأذن للإتصالات الهاتفية. |
| Bize burada telefona bakmayı öğretirken.. | Open Subtitles | أتسأل كم عدد المكالمات الهاتفية التي فقدتيها |
| Dün bu telefondan arandı. telefonları banda alıyorlar mıdır burda? | Open Subtitles | اتصلت من هذا الهاتف هل يسجلون الاتصالات الهاتفية هنا؟ |
| Evet, 6 ay önce, evime telefonlar gelmeye başladı. | Open Subtitles | نعم. ثمّ قبل حوالي ستّة شهور، بدأت للحصول على هذه المكالمات الهاتفية. |
| Tehdit telefonları, ya da olağandışı mektuplar aldı mı? | Open Subtitles | هل تلقى زوجك أي تهديد من مكالمات الهاتفية أو أي شيء غير عادي من البريد؟ |
| Anlasilan implant, takili oldugu kisiyi sim kartlarin etkisinden koruyan bir tür karsi sinyal yayiyor. | Open Subtitles | يبدو أن تلك الشريحة تُرسل موجات مُعاكسة مما يجعل مُرتديها لا يتأثر بموجات الشريحة الهاتفية |
| Ve o geçen ki garip arama, bugün aranmış gibi görünüyordu. | Open Subtitles | وبعد ذلك ، تلك المكالمة الهاتفية الغريبة وكانت مؤرخة بتاريخ اليوم |
| Medya telefon görüşmesini yayınladı ve ardından gelen diplomatik tepki Washington ve Avrupa'yı sersemletti. | TED | غطت وسائل الإعلام المكالمة الهاتفية ثم عقب ذلك ردود الفعل الدبلوماسية مما ترك واشنطن وأروبا في تخبط. |
| Terapi, aramalar arasına sıkıştırabileceğin bir şey değil. | Open Subtitles | العلاج ليس شيء يمكن عصرة بين المكالمات الهاتفية. |
| Birinin cep telefonunu izlediğini düşünmüş olabilir. | Open Subtitles | ليس إن ظنّ أنّ أحدهم كان يراقب أو يعترض مبادلاته الهاتفية. |
| Wong Lee'yi ara Forster'in son 72 saat içinde yaptığı tüm aramaların listesini çıkartsın. | Open Subtitles | اتصلي بآمر السجن و اجعليه يكتب قائمة بالأرقام الهاتفية التي أتصل بها فورستر في الساعات الـ 24 الأخيرة |
| Paramount'tan gelen telefonların nedenini öğrendim. | Open Subtitles | لقد إكتشفت سبب كل تلك المكالمات الهاتفية من باراماونت. |