| Ama işin aslı, arabaya bakarsınız, Volvo'ya benzemiyor, Hummer'a da benzemiyor. | TED | ولكن حقيقة الأمر هو ، أنك تنظر إلى تلك السيارة ، انها لا تبدو مثل الفولفو. وانها لا تبدو مثل الهامر. |
| Ama Hummer'a binmeyi sorun yapmıyor. | Open Subtitles | وخلافاً لا يضايقها التجول في سيارتك الهامر. |
| Hummer'dan çıkacaksan çantayı al. Dürbünün güç kaynağı orada. | Open Subtitles | دوغ، اذا ارت ان تترك الهامر خذ حقيبة الظهر انها مصدر طاقة الخوذة |
| Ben küçük bir çocukken "Hummer" diye adlandırdığımız tamamen farklı bir şeydi. | Open Subtitles | اتعلم عندما كنت طفلا اتعلم ما اطلقوا على الهامر لقد اطلقوا عليها شيئا مختلفا |
| Memphis'deyken aynı Hummer'ı kiraladı. | Open Subtitles | كايلي عاد الى ممفيس وقام باستأجار الهامر ذاتها |
| Hummer 2 aldım. Metalik kırmızı. | Open Subtitles | لقد حصلت على النوع الثاني من سيارة الهامر باللون الأحمر |
| Orta yaştaki bir kadının tetkikini MR ile yapmak, Hummer ile markete gitmek gibi. | TED | ان تصوير المرأة بواسطة جهاز الرنين المغناطيسي يشابه قيادة سيارة " الهامر " داخل متجر الخضار |
| Bu ağırlıklardan bazılarını çıkartayım, bir galonla 11mil giden Hummer'ı alayım." | TED | سأقوم بخلع بعض من هذا الوزن ، وسوف أقوم بشراء الهامر ذو ال 11 ميلا للجالون الواحد. " |
| Ne kadar gidiyorsunuz bu Hummer'larla, bir galonla 12 mil mi? | Open Subtitles | ماذا تستهلك سيارات "الهامر" هذه؟ حوالي، جالون لكل 12 ميل؟ |
| Kitt, biraz Hummer avlayalım. | Open Subtitles | حسنا ، كيت ... . لنمرح قليلا مع تلك الهامر |
| O Hummer araçlarından bir tane istiyoruz. | Open Subtitles | الهامر المفتوحة التي رأيناها في طريقنا |
| Bir insanı, arkasında jakuzili bir geniş Hummer ile takip etmek bile bundan daha az dikkat çekici olurdu. | Open Subtitles | سيارة "الهامر" ذات البانيو الحار ستكون مخفية أكثر من هذه |
| Efendim, kasabanın dışındaki Hummer satış noktasında bir şey bulduk. | Open Subtitles | سيدي، لقد وجدنا شيء عند مكان تخفيضات (الهامر) خارج المدينة |
| Hummer'da, şoför koltuğunun arkasında. | Open Subtitles | هو في السيارة "الهامر" في المقعد خلف السائق |
| Tam arkasında ise 2014 model Hummer'ında bir Hummer satıcısı. | Open Subtitles | وراه بائع هامر في سيارة الهامر 2014 |
| Tamam Hummer'ı görmüşler. | Open Subtitles | " حسناً لقد وجدوا سيارة " الهامر |
| - Hummer'ın anahtarlarını istiyorum. | Open Subtitles | احتاج لمفاتيح الهامر |
| Bir Hummer'da ölmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أموت في !"سيارة "الهامر |
| Natalia'nın anahtarlarını Hummer'ının bir metre ötesinde bulduk. Biri onu kaçırmış. | Open Subtitles | وجدنا مفاتيح (ناتاليا) على بُعد 3 أقدام من سيارة الهامر |
| Hummer gibi Marauder'de sivillerin alabileceği askeri bir araç. | Open Subtitles | مثل (الهامر) الأصليه, فإن (المارودا) سياره عسكريه والتي يمكن شرائها من قبل المدنيين |