Reklam maskotları şehri yakıp yıkarken şehirde panik havası hüküm sürüyor. | Open Subtitles | الهلع سيطر على سبرنقفيلد كعملاق يهيج الإعلانات جالبة الحظ خلال المدينة |
Bu bilgiyi kamuya açıklamanın nasıl bir panik yaratacağını tartışmaya gerek bile yok. | Open Subtitles | ناهيك عن أن نشر هذه المعلومات للعامة من شأنه أن يثير الهلع الجماعي |
panik atak geçirmeye devam ettim ama zaman içerisinde kayboldular. | TED | استمررت في معاناة نوبات الهلع ولكنها زالت لوحدها. |
Ama şişmanlık korkusunun neden olacağı paniğe, hakiki teröre de değiniyor. | TED | إلا أنه يعبر أيضاً عن الهلع الإرهاب بمعناه الحرفي الذي يسببه الخوف من السمنة |
Tanrı aşkına, panik yapmayı bırak! Başka bir şey yeriz | Open Subtitles | ، بحق السماء ، توقفى عن الهلع . سوف نأكل شئ آخر |
Büyük panik faktörünü anlamak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تفهمي أن عامل الهلع الرئيسي هو الذي سيطر هناك |
Bir panik anında insanların bunu giymesi sizce gerçekten mümkün mü? | Open Subtitles | في إعتقادك بأمانة،أنه في لحظات الهلع يمكن للشخص أن يشغّله بشكل صحيح؟ |
Burası, panik odası. | Open Subtitles | يسمونها غرفة الهلع أعلم أنه مفهوم مختلف بالنسبة لك |
Düşünsene, panik odasında, Ian Blackburn dört kez vuruldu. | Open Subtitles | أنظر,لقد أصيب بلاكبورن بأربع طلقات في غرفة الهلع |
Pazar gecesi, ...polis, panik odasına girmeye çalışırken seni aradı. | Open Subtitles | كلمتك الشرطة عندما كانوا يحاولون فتح غرفة الهلع |
Tabii, bir de Ian'ın panik odasında ne yaptığının bir açıklaması olmalıydı. | Open Subtitles | بالطبع,الان يجب أن يبرر سبب وجود آيان بغرفة الهلع |
panik üzerine-- Toksitin sertlik seviyesi artıyor. | Open Subtitles | الهلع على مستوى خطورة مستوى السموم متزايد بكل تأكيد |
panik atakların bana ölümcül olmadığını söylediğini hatırlıyorum hatta onlar öyle bile hissetse. | Open Subtitles | أتذكرك تخبرني بأن هجمات الهلع غير مهلكة حتى لو بدت كذلك |
General Mansfield, dünya çapında panik yaratmamak adına neyle uğraştığımızı öğrenene dek, böyle gitmesini istiyor. | Open Subtitles | الجنرال مانسفيلد يريدنا أن نبقى على هذا الخط حتى نعلم مع ماذا نحن نتعامل كي لا ننشر الهلع في العالم |
Diyorum ki neden direk sonuçlara atlayalım da tanı koymadan panik yaratalım? | Open Subtitles | أنا أقول.. لم نقفز الى استنتاجات و ننشر الهلع قبل أن نشخص هذا ؟ |
Ortalama tahminler, bomba ve sonrasındaki panik sebebiyle 3 günde 58.000 ölü olacağını yönünde. | Open Subtitles | يُتوقع أن يصل العدد إلى متوسط 58 ألفاً يُقتلون بالتفجير خلال 3 أيام ويتبع ذلك الهلع |
Uzun hikaye, ama panik odanda kilitli kaldım. | Open Subtitles | قصة طويلة، ولكن أنا نوع من تخوض غرفة الهلع لديك. |
Buradan uzaklaştır onu. paniğe yol açmasını istemiyorum. | Open Subtitles | ابقه بعيداً عن الآخرين لا أريده أن ينشر الهلع |
- Bütün şehri paniğe soktun. - Seni duyamıyorum. | Open Subtitles | ــ سبّبتم الهلع في البلدة بأكملها ــ لا أستطيع سماعِك |
Şimdi Fox haber merkezinde yarattıkları paniği hayal edebilirsiniz. | TED | و الآن يمكن تصور الهلع الذي كان من الممكن أن يتولد في غرفة الأخبار في فوكس. |
Ölümüne korkmuş bir anneye en iyi şansımızın bir sihir numarası olduğunu söyleyemem. | Open Subtitles | ،لن أخبر أمّاً يتمكّن الهلع منها أنّ أفضل فرصة لنا هي خدعة سحريّة |
Eğer öleceklerini düşünürlerse, panikleyip, saldıracaklardır. | Open Subtitles | ,إذا فكروا بأنهم سيموتون فسيصيبهم الهلع وسيقاومون |
Ağaçların arasından birisi fırlayıp, üstüme doğru koştu... ben de panikledim. | Open Subtitles | قفز علي أحد من الأشجار وركض باتجاهي فلذا أصابني الهلع |