Sizi ameliyata almazsam bu halüsinasyonlar daha sık ve yoğun bir hâl alacak. | Open Subtitles | إلا لو سمحت لي بتلك العمليه تلك الهلوسات ستصبح أكثر رعباً وأكثر جنون |
Bu halüsinasyonlar birden belirip, dakikalarca sürebiliyor ve aralıklarla yıllar boyu devam edebiliyorlar. | TED | تظهر هذه الهلوسات فجأةً، وقد تستمر لبضع دقائق أو تتكرر لسنوات. |
Esrar ayrıca halüsinasyon veya paranoyak yanılsamalara neden olabilir. | TED | تستطيع الماريجوانا أيضًا أن تسبّب الهلوسات والأوهام الزورانيّة. |
Şimdiye kadar kaç tane halüsinasyon gördüğünü söyle? | Open Subtitles | أخبرني بعدد الهلوسات التي رأيتها إلى الآن |
Bu etkili Charles Bonnet Sendromu halüsinasyonları sadece bir örnek. | TED | إن الهلوسات المتكاملة لمتلازمة تشارلز بونت هي أحد الأمثلة. |
İdrak yeteneği gayet iyiydi, ve halüsinasyona yol açabilecek bir ilaç almamıştı. | TED | كان إدراكها الوظيفي لا يزال فعالًا، ولم تكن قد تعاطت أية أدوية قد تسبب الهلوسات |
Bildiğin gibi normalde özellikle paranoyak sanrılar gibi yan etkileri yüzünden haplardan uzak durmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | عادةً، كما تعلمين، أحاول أن أتجنب الحبوب بسبب الأعراض الجانبية العكسية، وخصوصاً الهلوسات الفصامية |
İşitsel halüsinasyonlar, hayaller ya da duygusal baskılar yüzünden. | Open Subtitles | بسب الهلوسات السمعية والأوهام والصدمات العاطفية |
Uykusuzluk yüzünden halüsinasyonlar bu kadar net ve onlardan kurtulabildiği tek an uyku. | Open Subtitles | السهود هو ما يجعل الهلوسات فى منتهى الوضوح و النوم هو الراحة الوحيدة التى يحظى بها منهم |
Üçüncü şahıslar tarafından anlaşılamayan şiddetli halüsinasyonlar. | Open Subtitles | انت تتعرض لمجموعة من الهلوسات يكفى من هذه الثرثرة |
halüsinasyonlar ve kişilik bozuklukları boy gösterdiğinde arkadaşlığınızı iyice sıkılaştırmak durumunda kalacaksınız zaten. | Open Subtitles | ستعاني الكثير من الهلوسات والاختلال العقليّ. |
Ne yaparsa yapsın ya da ne denerse denesin, halüsinasyon ondan daha güçlü. | Open Subtitles | ايا كان ما يفعله او يحاول فعله، قوة الهلوسات اقوى من قدرته |
Yani o zamandan beri halüsinasyon görmüyor musunuz? | Open Subtitles | فإذاً، لم تراودكَ أيٌّ من هذه الهلوسات بعدئذ؟ |
Şaraptan kaynaklanan halüsinasyon olabilir. | Open Subtitles | هذه قد تكون إحدى الهلوسات بسبب تناول الخمر. |
Charles Bonnet, 250 yıl önce -- bu halüsinasyonları düşünerek, -kendi deyimiyle, "akıl sahnesi"'nin beyin tarafından nasıl oluşturulduğunu merak ettiğini söylemiş. | TED | لقد قال تشارلز بونييه منذ 250 عام و تسائل كيف تلك الهلوسات أو على حد قوله، مسرح العقل ممكن أن تنتجها ماكينات المخ. |
Vaskülit halüsinasyonları açıklamıyor. | Open Subtitles | وليست الهلوسات التي لا يفسّرها التهاب الأوعية |
- Ve bu ürpertici halüsinasyona dönüştürdü. | Open Subtitles | و هذا اصبح جليًا في هذه الهلوسات المريبة وحسب |
sanrılar alıp başını yürüdüğü için ilaçları vermeyi kestim. | Open Subtitles | أقرّ أن الهلوسات خرجت عن نطاق السيطرة لذا توقفت عن إعطائهم العقاقير |
Toksikoloji raporundan yüksek düzeyde, güçlü bir halüsinojen maddeye maruz kaldığı söyleniyor. | Open Subtitles | تقرير السموم اتى مع مستوى عالي من الهلوسات القوية |
Ve yaşadıkları bu tramva ile nasıl halüsilasyon görmüş olabileceklerini hesaba katmıyorum bile. | Open Subtitles | و من خلال أرهاقهم الشديد الجفاف الشديد , لا يوجد شك من نوع الهلوسات التي كانت تراودهم |
Hastan halüsinasyondan şikayet ediyor mu? | Open Subtitles | هل كانت مريضتك تشكو من الهلوسات ؟ |
Halisünasyonlar başladığı zaman sanki gerçekmiş gibi bir şeyler görmeye başlayacağım. | Open Subtitles | حالما تبدأ الهلوسات فسأبدأ برؤية أشياء |
Halusinasyonlar ve koklamalar işe yarıyordu, değil mi? | Open Subtitles | الهلوسات و الروائح قد نفعت، أليس كذلك؟ |
- Uykusuzluk, kavrama bozukluğuna, hafıza problemlerine hatta Halüsinasyonlara sebep olur. | Open Subtitles | قد يسبب الحرمان من النوم خللاً وظيفياً، مشاكل في الذاكرة، بما في ذلك الهلوسات |
Akılları karışmış hissedeler hayal ve paranoyanın hissettirdikleri acı verir hatta bazı durumlarda halisünasyonlara neden olur. | Open Subtitles | انهم يشعرون بالتشويش يعانون مشاعراً من التوهم، وجنون الارتياب بعضهم حتى قد يختبر بعض الهلوسات |