| Hintliler pek boşanmıyormuş zaten. | Open Subtitles | الهنود لا يقومون بالطلاق |
| Hintliler pek boşanmıyormuş zaten. | Open Subtitles | الهنود لا يقومون بالطلاق |
| Kızılderililer Ayın bu zamanı olmadıkça mısırlarını dikmezler. | Open Subtitles | الهنود لا يزرعون الذرة إلا أن يكون القمر كهذا |
| Kızılderililer bir kere çarpıldılar mı, bir daha dokunmayacaklardır. | Open Subtitles | بعد أن التهبت أصابعهم أصبح الهنود لا يتجرؤون على لمسها مجدداً |
| O zamanlar Kızılderililer hâlâ ormandan gelip Front Caddesi'nin barlarına genelevlerine giderlerdi. | Open Subtitles | و الهنود لا يزالوا موجودين فى البرية وبيوتالدعارةموجودهفى الشارع الرئيسى .. |
| Evet. Kızılderililer televizyon izleyip bira içmezler. | Open Subtitles | نعم الهنود لا يجلسون أمام التلفاز ويشربون الجعة |
| Bildiğim kadarıyla Kızılderililer cehenneme inanmıyor. | Open Subtitles | على حسب علمي الهنود لا يؤمنون بوجود جهنم. |
| Bu Kızılderililer asla olduğunu sandığın kadar ölü değillerdir. | Open Subtitles | فهؤلاء الهنود لا يموتون أبداً كما تعتقد |
| Kızılderililer uçamaz ki. | Open Subtitles | الهنود لا يستطيعون الطيران |