"الوئام" - Translation from Arabic to Turkish

    • huzuru
        
    • uyum
        
    Hayatımın son 21 yılını hayatımı tekrar düzene koymaya harcadım. Aynı zamanda dünyada huzuru bulmaya çalıştım. TED ولقد قضيت الـ12 سنة الأخيرة في محاولة تنظيم حياتي وكذلك في المحاولة لإيجاد قليلا من الوئام في هذا العالم.
    Her zaman huzuru koruduğumu düşünüyordum ama sadece seni gücendiriyordum ve terk etmen için sana bir sebep veriyordum. Open Subtitles لطالما خلتُ أنّني كنتُ أحافظ على الوئام بيننا ولكنّي كنتُ أجعلكِ تستائين وأعطيكِ سبباً كي ترحلي
    Bilmeye deger olan sey o adamin huzuru bulmasi için oldukça fazla zaman harcayacagi. Open Subtitles الأمر المُهم الذي يجب أن تعرفيه هُو أنّ الرجل سيسلك أقصى الحدود للعثور على الوئام.
    uyum ve konsensüs için çabalamıza rağmen, pek çok durumda hata ve anlaşmazlık doğal olarak beklenmeli. TED على الرغم من أننا قد نسعى لتحقيق الوئام والإجماع، في كثير من الحالات، الخطأ والاختلاف ينبغي أن يتوقع وبشكل طبيعي.
    Ama kahraman bu kargaşaya karşı koyacak, o kudretli güçlerle savaşacak, tüm ihtimallere karşın onları devirecek ve her yere yeniden uyum getirecek. TED لكن سيثور البطل ضد هذه الفوضى، ويحارب تلك القوى ذات النفوذ، ضد احتمالات إسقاطهم ويعيد الوئام إلى الأرض.
    Bilmeye değer olan şey o adamın huzuru bulması için oldukça fazla zaman harcayacağı. Open Subtitles الأمر المُهم الذي يجب أن تعرفيه هُو أنّ الرجل سيسلك أقصى الحدود للعثور على الوئام.
    Pekala, altı ay boyunca huzuru korumanıza karar verdim Open Subtitles سأمهلك 6 أشهر لكي يعود الوئام بينكما
    Sadece şişeleri gördüm ve "yeter" "biraz huzuru hak ediyorum" diye düşündüm. Open Subtitles رأيت سوى الزجاجة، وقلت في نفسي "كفى" أستحق بعض الوئام
    oğlunu o huzuru, o...o neşeyi inkar edebilir misin? Open Subtitles هل ستنكر على ابنك ذلك الوئام تلك الـ... تلك المتعة ؟
    Zengin, katılımlı, cömert topluluklar inşa ederek o alçak güçlerle savaşacağız ve bunu yaparak da her yere yeniden uyum getireceğiz. TED سنحارب تلك القوى الشريرة عن طريق بناء مجتمعات غنية ومشاركة مجتمعات شاملة وكريمة، وللقيام بذلك، سنعيد الوئام إلى الأرض.
    Güçlerini daha önce uyum içerisinde yaşayan bir krallık yaratmakta kullanmış usta büyücü Merlin'e inanarak yanılıyor muyum? Open Subtitles هل انا مخطئه للايمان بالساحر العظيم ميرلين الذى استخدم قوته مره,ليعيد الوئام للمملكه؟
    Bütün ithamlardan etrafta uçuşan suçlamalardan uyum, uyumsuzluğa yerini bırakmadan ve herkes bağırmaya başlayıp birbirine parmağını batırmadan önce bir elimi kalbime, diğerini İncil'e koyarak söylemek istediğim bir şey var kesinlikle tuvalete girip de hayvan gibi sıçan kişi ben değilim. Open Subtitles قبل كل الاتهامات، بدأ تبادل الاتهامات بالطيران حولنا، قبل أن يتحول الوئام إلى فتنة،
    uyum süreci bize şans getirebilir. Open Subtitles الحفاظ على الوئام يمكن أن يجلب لنا ثروة.
    Ama hikayenin kahramanı girişimci, bu güçlerle savaşacak, devleti eski hâline getirecek ve bu şekilde zenginlik ve fırsat yaratarak her yere yeniden uyum getirecek. TED لكن بطل القصة وهو صاحب المشاريع، سيحارب تلك القوى ذات النفوذ، لاسترجاع الوضع، وعن طريق إحداث الثروة والفرصة، يعيد الوئام إلى الأرض.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more