Bu planlar gerçekse, kıyı arsasının her santimini alacaklar demektir. | Open Subtitles | إذا كانت هذه الخطط صحيحة فإنّهم سيعملون على شراء كل شبر من هذه الواجهة البحرية |
kıyı arsasını geliştirmeyi denemişti. | Open Subtitles | كما تعلم ، حاول أبي البناء عند الواجهة البحرية |
5 Ekim gecesi rıhtım bölgesinde ne yapıyordun? | Open Subtitles | ماذا كنت تفعل في الواجهة البحرية ليلة الخامس من أكتوبر؟ |
Kesinlikle başlı başına bir rıhtım parçası. Evet. | Open Subtitles | بالتأكيد هي قطعة مميزة من الواجهة البحرية |
O esnada da liman yenilendirme projemi bir güzel yedirdim. | Open Subtitles | وأقوم بوضع مشروع الواجهة البحرية في مؤخرته وأنا اقوم بذلك |
Rıhtıma doğru ilerleyen zırhlı bir araç var mı diye bakın, millet. | Open Subtitles | يا رفاق، إنتبهوا لمركبة الأمن المتجهة نحو الواجهة البحرية |
Banliyö yenileme yasasının içine koymamız gereken Ostia rıhtımı ek maddesi nasıl gidiyor? | Open Subtitles | كيف يجري أمرُ تجديد الواجهة البحرية لأوستيا التي يجب أن تضع بقانون التجديد؟ |
Limanı arayıp Jennifer'ı bulamadığımı bilse beni de dikerdi. | Open Subtitles | هو قد يخيطني ايضا اذا عرف قمت بتغطية الواجهة البحرية. |
Doktor, su kenarında yanmış bir arabanın içinde ceset bulduk. | Open Subtitles | ايتها الطبيبه,حصلنا على الجسم في سيارة محترقة في الواجهة البحرية |
kıyı şeridi anlaşmasının iptal olduğunu söylemem gerekliydi. | Open Subtitles | كان على إخباره أن صفقة الواجهة البحرية إنتهت |
...bütün kıyı şeridini yıkarsan lüks satışlar artar. | Open Subtitles | ينبغي أن تهدم الواجهة البحرية كلها وأملئ المكان بمجموعة من المباني الشاهقة الفخمة |
Başkan Adams, rıhtım Projesi ve Michael Ames. | Open Subtitles | رئيس المجلس (آدمز)، الواجهة البحرية و (مايكل آيمز). |
Rosie'nin öldürüldüğü gece rıhtım bölgesinde bir zorla girme olayı olmuş. | Open Subtitles | ثمّة اقتحامٌ في الواجهة البحرية ليلة مقتل (روزي). |
O ve arkadaşları liman bölgesi sözleşmesini gereken titizliği göstermeden apar topar imzaladılar. | Open Subtitles | المحافظ دمرَّ نفسه ورفاقه ومشروع الواجهة البحرية دون أن نبـذل مجهودًا لفعل ذلك |
Hapiste olabilir ama hâlâ liman bölgesinde mülkü var. | Open Subtitles | ربما أنه محبوس لكنه مازال يدير أملاك على الواجهة البحرية |
Rıhtıma gizlice girilmesi için. | Open Subtitles | الاقتحام في الواجهة البحرية. |
Rıhtıma doğru ilerliyor. | Open Subtitles | يتجه ناحية الواجهة البحرية |
Başkan Richmond'ın rıhtımı için istimlak edilmiş. | Open Subtitles | عمدة الواجهة البحرية لريتشموند الاستملاك الإجبارى |
Bizim için bir kaç helikopterini rıhtımı taraması için görevlendirdi. | Open Subtitles | لقد نشر العديد من طائراته لتمشيط الواجهة البحرية من أجلنا هل ستخبرنى بالسبب؟ |
Limanı arayıp Jennifer'ı bulamadığımı bilse beni de dikerdi. | Open Subtitles | هو قد يخيطني ايضا اذا عرف قمت بتغطية الواجهة البحرية. |
Madem deniz kenarında yaşıyorum, belki resim yapmayı denemeliyim. | Open Subtitles | لكن بما أني أعيش قرب الواجهة البحرية.. فربما يجب أن أمارس الرسم |