- Tabii ki. Annenleri bulmaya giderken tek kulaklı adamı gösterebilirsin. | Open Subtitles | لربما عليك إصطحابنا إلى صاحب الأذن الواحدة في طريق عودتنا لوالديك |
İki ayrı tek hücreli alg tabakasını, kuantum seviyede tamamen uyumlu olarak titreştirmeyi başardım. | Open Subtitles | هل جربت ملعقة؟ لقد نجحت في احداث ارتجاج في عينتين من الزبد ذو الخلية الواحدة في التماثل التام على مستوى الكم |
İşte burada tüm Newyork'taki en şanslı tek bacaklı milyoner duruyor. | Open Subtitles | , ها هو المليونير الأسعد حظا ذو الرجل الواحدة في كل مدينة نيويورك |
tek bir kırık pencere bile antisosyal davranış için ortam yaratır. | Open Subtitles | أنه حتى النافذة المحطمة الواحدة في الحي تختلق بيئة مناسبة للسلوك العدواني |
En kısa sürede tek bacaklının cesedini bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نعثر على تلك الجثة ذات الساق الواحدة في أسرع وقت ممكن |
Dükkândaki tek kıza denk geldin. | Open Subtitles | حَصلتَ على البنتِ الواحدة في المفصلِ. |
Mesela, bu tek yatak odalı mülk Fort Greene-Wallabout'da. | Open Subtitles | مثلاً, هذه الشقة ذات غرفة النوم الواحدة في "فورت غرين وولاباوت". |
Tatlı canavarsın ama, "Monsters, Inc."deki tek göz gibi. | Open Subtitles | لكنك وحش ظريف، مثل ذلك الوحش ذو العين الواحدة في فيلم "مونسترز إنك". |
Ana ve Isabelle koridorun oradaki tek yatak odalı odayı tutabilirler. | Open Subtitles | يمكن لـ(آنا) و(إيزابيلا) أخذ الشقة ذي الغرفة الواحدة في آخر الممر |
Motelde tek gece sevişmelerle mutlu oluyor muyum sandın? | Open Subtitles | أتظنينني سعيد بالقاء حفلات اللية الواحدة في حانة (رامادا)؟ |
Günün sakin olan tek anımdı. | Open Subtitles | دقيقة السلام الواحدة في يومي |
...tek bacaklı kadını seksek yarışmasına davet ettiğinde... | Open Subtitles | -رحلة الغوص ببذلة الغوص . -ذلك الوقت عندما تحديتِ ... السيدة صاحبة الساق الواحدة في لعبة المربعات... |