"الوادى" - Translation from Arabic to Turkish

    • Vadi
        
    • vadiye
        
    • vadinin
        
    • vadiyi
        
    • vadide
        
    • vadiden
        
    • Valley
        
    • kanyona
        
    • kanyonu
        
    • Kanyon
        
    Vadi'nin şövalyeleri Vadi'de kalacaklar. Ait oldukları yerde lordlarını koruyacaklar. Open Subtitles فرسان الوادى سوف يظلوا هٌنا حيث ينتمون, كي يحمُوا قائدهُم.
    Anlamıyor musun, Yasak Vadi'ye giden çingeneleri takip etmeliyiz. Open Subtitles الا ترى يجب ان نتبع الغجر الى الوادى الملعون
    Hem orman öylesine sık ki, vadiye varınca dört ayak üzerinde yürümek zorunda kalacağız. Open Subtitles الغابات ستخفينا , لكن فى الوادى علينا البقاء منخفضين
    Bu akşam günbatımında, vadinin diğer ucunda buluşalım. Open Subtitles الأخرون يحاولون تحريرهم سنتقابل عند الجانب البعيد من الوادى الليله عند الغروب
    Şu iş bittikten sonra sanırım doğduğum vadiyi görmeye gideceğim. Open Subtitles عندما ينتهى الأمر ، أريد رؤية الوادى الذى ولدت به.
    Bütün valiler, bütün krallar, imparatorluğun tamamı sizi aşağıda, vadide bekliyor. Open Subtitles فى أرجاء الإمبراطورية ينتظر فى أسفل الوادى
    # Sonra, vadiden kaçınca... #...karda kilometrelerce yürüdük. Open Subtitles ثم ، حين هربنا من الوادى سرنا لعدة كيلومترات فى الثلوج
    Bu beden ilk kez Red Valley, New Mexico'da 1999 yılında görüldü. Şimdikinden farklı bir görünümü vardı. Open Subtitles هذا الجسد ظهر فى الوادى الأحمر بالمكسيك عام 1999 وكان لديه منظر مختلف حينها..
    Beni öldürürsen, sizi o kanyona nasıl götürürüm sonra? Open Subtitles أنا لا أعرف كيف سأذهب بك الى الوادى ان قتلتنى
    İspanyollar geldiklerinde o kanyonu aramışlar. Open Subtitles عندما جاء الغزاة الإسبان بحثوا عن هذا الوادى
    Unutmayın O'nu öldürdüğümüzde Vadi bizim olacak. Open Subtitles تذكروا ,بمجرد أن نقتله سيصبح الوادى لنا.
    Buradan tek çıkış yolu, doğuya giden şu Vadi. Open Subtitles المخرج الوحيد من هنا هو هذا الوادى الذى يقود للشرق
    Vadi yiyebileceğinden daha fazla, yiyecekle ve içebileceğinden daha fazla soğuk su ile kaplı. Open Subtitles ان الوادى مملوء بالغذاء الأخضر أكثر مما يمكنك أن تأكله وماء أكثر برودة أكثر مما يمكن أن تشرب
    Doğru yolda gidiyoruz, Büyük Vadi ye! Open Subtitles نحن نسير فى الطريق الصحيح الطريق الى الوادى العظيم
    Bu yüzden Büyük vadiye varmak için mümkün olduğunca hızlı yürümeliyiz. Open Subtitles لهذا نحن يجب أن نمشى بقدر ما نستطيع كل يوم حتى نصل الى الوادى العظيم
    Açlığını nerdeyse unutmuştu Büyük vadiye ulaşması gerektiğini de unutmuştu. Open Subtitles دون ان يفكر او يلاحظ جوعه ونسى بأنه يجب أن يصل الى الوادى العظيم
    uçaklarımız oraya ulaşamaz. vadinin girişi çok dar... ve her bir karesi düşmanla dolu Open Subtitles الطائرات لا تستطيع الوصول لهم فتحة الوادى ضيقة وكل بوصة بها العدو
    Kuzey vadinin içerlerinde olabilir. Epey uzak. Open Subtitles قد يكون فى الوادى الشمالى فى مكان ما ، انه بعيد جداً
    Şu iş bittikten sonra sanırım doğduğum vadiyi görmeye gideceğim. Open Subtitles عندما ينتهى الأمر ، أريد رؤية الوادى الذى ولدت به.
    Yani vadiyi saklamak için bir tezgâh yaptılarsa bu çok da zor olmamış. Open Subtitles اذا لو كان هنا مؤامرة لأخفاء الوادى اقصد , لم تكن لتأخذ الكثير
    vadide başka taburlar da vardı ama onları cezbedecek yem biz olacaktık. Open Subtitles كان هناك العديد من المتمردين فى الوادى كنا نعلم أننا سنكون الطعم لإخراجهم
    Sadece birkaç yıI önce bu minik derecik vadiden aşağı akıyordu. Open Subtitles قبل سنوات قليلة ، كان هذا المجرى المائى الضحل يتدفق إلى أسفل الوادى
    Sudden Valley'in vergilere karşı gelişimindeki... artışının en son değerlerine baktınız mı? Open Subtitles هل رائت اخر ارقام مشروع الوادى
    Yolun güneyde dağlardan, doğrudan kanyona döndüğünü biliyordu! Open Subtitles يستدير جنوبا عبر الصحراء , وصولا إلى النهر و النهر يقودنا إلى داخل الجبال هنا مباشرة إلى الوادى
    Sabah kanyonu görebileceğimizi söyledin. Open Subtitles أنت قلت أنه يمكننا أن نرى الوادى فى الصباح
    Efsaneye göre, Apaçi tanrılarının koruduğu, altın kaynayan, gizli bir Kanyon varmış. Open Subtitles الهة الاباتشى تحرس الوادى الخفى الغنى بالذهب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more