Yazmak için kandırdığın doktor her kimse Belli ki bağımlılık sorununu bilmiyor. | Open Subtitles | أيّاً كانَ الطبيبُ الذي خدعتَهُ ليكتبها لك فمن الواضحِ أن لا فكرةَ لديه عن إدمانك |
Belli ki harika iş çıkarıyorsun. Etkilendim. | Open Subtitles | و منَ الواضحِ أنكِ على أحسنِ حالٍ، أنا معجبٌ. |
Onu etkilemişsin Belli. | Open Subtitles | من الواضحِ بأنَّكـَ قد تركت طابعاً مميزا عن نفسكـَ لها |
Evde birinin olduğu Belli. | Open Subtitles | أعني من الواضحِ أنَّ هنالكـَ أحداً بالمنزل |
Belli ki dönemin tutmuyor. | Open Subtitles | من الواضحِ أنَّكِـ لم تكوني قد ولدتي حينها |
Önemli olan kadının ne gördüğü ve o Belli ki bir şeyler görüyor aksi takdirde seninle olmazdı. | Open Subtitles | الذي يهمّ هو تفكير هذه المرأة عندما تراك، ومن الواضحِ أنها ترى شيئًا مميزًا، وإلّا لمْ تكن لتكونَ معك. |
Sarışın boya işi olduğu Belli. | Open Subtitles | الشَعر الأشقر - شغل المادة القاصرةِ الواضحِ. |
Belli ki beyninde hasar var. | Open Subtitles | فمن الواضحِ أنّ لديها ضرراً دماغياً |
Belli ki bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | أعني، من الواضحِ أنّ شيئا يحدث. |
Belli ki bilimkurgu ve fantezi estetiğine ilgin yok. | Open Subtitles | ...من الواضحِ أنَّهُ لا يوجدُ لديكِ تقديرٌ للإهتمامات العلميّةُ والخيالية |
Hiç evlenmediğin Belli. | Open Subtitles | من الواضحِ أنَّكـ لم تتزوج أبداً |
Senin hatan olmadığı Belli. | Open Subtitles | و من الواضحِ أنه ليس خطأكَ. |
Belli ki hastasın. | Open Subtitles | من الواضحِ أنَّك مريض. |