"الواضح أنه كان" - Translation from Arabic to Turkish

    • belli ki
        
    • Açıkça
        
    belli ki arkadaşımın önünde durduğu bir şeye adamın ihtiyacı vardı, bu yüzden kadını kenara itti. TED من الواضح أنه كان بحاجة إلى شيء ما كانت تعيق وصوله إليه. لذا قام بتحريكها.
    Ağaçta bir çocuk sallanıyor, belli ki intihar. Open Subtitles صبي مُعلِق من على شجرة من الواضح أنه كان انتحاراً
    belli ki bir şeylere karışmış, değil mi? Open Subtitles من الواضح أنه كان في خِضَّم شيء ما، أليس كذلك؟
    Açıkça belli ki işleri zor hâle getirmeye çalışmış imkânsız olmasa bile hareketlerini takip etmek zor. Open Subtitles من الواضح أنه كان يحاول أن يجعل من الصعب إن لم نقل من المستحيل تعقب تحركاته
    Tartışmanın burada başladığı Açıkça görünüyor. Open Subtitles من الواضح, أنه كان هناك مشاجرة يبدو انها قد بدأت هنا.
    Ama A.B.D.nin bu ülkelerden hiçbirinin tarımına bir ilgisi yok. belli ki casusluk işi için seyahat ediyordu. Open Subtitles لكنّ، الحكومة الأمريكيّة ليست لها مصالح زراعيّة بهذه المدن . من الواضح أنه كان يسافر لأجل عمله الجاسوسيّ
    Seni tanrı ana yapmak, belli ki doğru seçim olurdu. Open Subtitles جعلك العرَّابة من الواضح أنه كان إختياراً مناسباً
    Yani nasıl bir kıskançlık içine girdiyse, belli ki öyle hissetmek te haklıydı, çünkü ortada bir şey olduğu kesin. Open Subtitles إن كان يشعر بالغيرة من الواضح أنه كان على حق، لأن بيننا شيئاً ما
    Olanlar yüzünden belli ki çok üzülmüş. Open Subtitles حسناً, من الواضح أنه كان غاضباً من الأمر بأكمله
    belli ki, şehir civarında lüks araba hırsızlığı silsilesi mevcut. Open Subtitles من الواضح أنه كان يوجد موجة من سرقات لسيارات فاخرة في أرجاء المدينة جميل.
    Hatırlarsınız, gemide iki domuzun olduğunu söylemişti ama belli ki yalan söylüyormuş. Open Subtitles أتذكرون . قال أن هناك خنزيران على القارب من الواضح أنه كان يكذب
    Pekâlâ, bugün çok gergindi ve belli ki seni kötü etkiliyor. Open Subtitles حسناً، من الواضح أنه كان يوماً عصيباً ويثقل كاهلك.
    Sheldon, belli ki ona karsi bazi duygular besliyordu. Open Subtitles شيلدون", من الواضح أنه كان يملك" مشاعرا تجاهها
    belli ki aralarında boğuşma olmuş. Open Subtitles من الواضح أنه كان هناك نزاع - طاولة مقلوبة -
    belli ki adam yanına almak istemiş onu. Open Subtitles من الواضح, أنه كان ينوي أخذها معه
    belli ki uzun süredir oradaymış. Open Subtitles من الواضح , أنه كان هناك لبعض من الوقت.
    Bu söz hafif kalır. Açıkça bir patlama olmuş. Open Subtitles عندما حدث خطأ ما. من الواضح أنه كان هناك أنفجار
    Açıkça bir şey için hazırlanıyor. Open Subtitles حسنا، من الواضح أنه كان يستعدّ لشيء ما
    Açıkça anlaşılıyor ki Renton, suikastçıyı kendisine kimin gönderdiğini öğrenmeye çalışıyormuş. Open Subtitles (رينتون) من الواضح أنه كان يبحث عن إسم من حاول قتله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more