Suçlular her zaman olay yerine geri geldiğini söylerler ama bu Aslında tam olarak doğru değil tabii salak değilsen. | Open Subtitles | إنَّهم دوماً ما يقولونَ بأنَّ المجرمين يعودونَ إلى مسرحِ الجريمة ولكنَّ ذلكـ في الواقعِ ليس صحيحاً, إلا إن كانوا حمقى |
Ah, hayır, o Aslında bir şey yapıyor meşgul olurdum çünkü. | Open Subtitles | لا, لأنَّها ستكونُ مشغولةٌ في الواقعِ بفعلِ شئٍ ما |
Yani anlayacağız beyler Aslında hiçbir şeye sahip değiller. | Open Subtitles | إذاً كما ترون الحال الآن فإنَّهم في الواقعِ لم يحصلوا على شئٍ ما |
Aslında, olur da düşersin diye seni kolluyordum ama madem öyle, şimdi tek başınasın. | Open Subtitles | لقد كنتُ أراقبكـَ في الواقعِ خوفاً أن تسقطَ أرضاً ولكن إجابةً لسؤالكـ فلا لستُ أنظرُ إليها |
Aslında buraya sana soru sormaya geldik. | Open Subtitles | إذاً في الواقعِ نحنُ هنا من أجلِ طرحِ بعضَ الأسئلةِ عليكـ |
Aslında tüm hafta boyunca ağzımı açmayacaktım. | Open Subtitles | وفي الواقعِ, لقد أبقيتُ فميَ مغلقاً طوالَ الأسبوع |
Aslında yerinizde olsam güvenlikleri için daha fazla endişe ederdim. | Open Subtitles | في الواقعِ لو كنتُ مكانكما لكنتُ قلقاً أكثرَ حيالَ سلامَتهما, وأعلمُ أنَّني قلقٌ بحدِ ذاتي |
Steven Walinski diye tanıdığın adam Aslında gizli ajan. | Open Subtitles | إنَّ الرجلَ الذي تعرفهُ بإسمِ ستيفن ويلينسكي هو في الواقعِ عميلٌ متخفٍ |
PA: Aslında bir buluşma hareketi. | TED | "فيليب": هوَ في الواقعِ اجتماعٌ لتنظيماتنا |
Aslında bu sikik fare deliğinden başka Brooklyn'den daha uzak bir yer yok. | Open Subtitles | في الواقعِ, لا أظُن أن هُناك مكاناً أبعدَ من "بروكلين" إلا فتحة الجُرذِ الملعونةِ هذهِ |
Aslında bu şeklin benzerini daha önce görmüştük. | Open Subtitles | ...في الواقعِ لقد رأينا شيئاً من هذا القبيل من قبل |
Sana gelmemiştim Aslında. | Open Subtitles | في الواقعِ, لم آتِ إلى هنا بحثاً عنكْـ |
Aslında amcanın yaptığı bir şeyi konuşmaya geldim, Naveed. | Open Subtitles | "في الواقعِ, أنا هنا يا "نافيد لأتحدثَ معكَـ حيالَ شئٍ إقترفهُ عمُكَـ |
Aslında, Heather Barnes'a bakıyorduk. | Open Subtitles | "في الواقعِ نحنُ نبحثُ عن "هيذر بارنيس |
Aslında gitmen gerek. | Open Subtitles | في الواقعِ عليك الذهاب |
Şimdi... Um , Aslında, ben iyiyim, | Open Subtitles | ... الآن - في الواقعِ أنا بخير - |
Aslında Dr. Shepherd'ı geçen ay üç tane kraniyotomi yaptığını gördüm. | Open Subtitles | في الواقعِ شاهدتُ د. (شيبرد) |