| Birkaç şey koydum abur cubur ve filmler var. | Open Subtitles | أحضرت بعض الوجبات الخفيفة والأفلام لوقت لاحق |
| Stresten dolayı abur cubur yemeye başladım. | Open Subtitles | وقد بدأت أبتلع جميع الوجبات الخفيفة ولكنه كان يستحق هذا المجهود |
| Oliver, eğer açsan, çantamda atıştırmalık bir şeyler var, tamam mı? | Open Subtitles | إن جُعتَ يا أوليفر، لديَّ بعض الوجبات الخفيفة في محفظتي، حسناً؟ |
| Hangi atıştırmalık olduğu umurumda değil, benden nasibini alacak. | Open Subtitles | أنا لا أَهتم هي من أي نوع من الوجبات الخفيفة هي سيكون حسابها معي |
| Birazcık burada olacağımızı düşünüyorum, öyleyse neden kendimize güzel atıştırmalıklar aramıyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أننا سنبقى هنالبعضالوقت.. لذا سأذهب لأحضر لنا بعض الوجبات الخفيفة |
| Hey hey sen baksana buraya biraz çerez gönder! Bira da. Elini çabuk tut. | Open Subtitles | .. أُريد بعض الوجبات الخفيفة .. ولا تنسي البيرة |
| Şu odadan yiyecek bir şeyler alayım. | Open Subtitles | أريد أن انتزاع بعض الوجبات الخفيفة خروج من هذه الغرفة. |
| Eğer biraz aperatif yemek dışında bir şey söyleyeceksen cevap hayır. | Open Subtitles | إذا كنت ستقول أيَّ شيء بخلاف تناول الوجبات الخفيفة فالجواب لا |
| abur cubur barını geçtikten sonra kontrolü kaybetmiş olmalısınız. | Open Subtitles | لابد من أنكِ قد فقدتي السيطرة بعد مروركِ من مطعم الوجبات الخفيفة |
| Tabii. Ben taş kalpli bir erkeğim ve sen bana abur cubur getirdin. | Open Subtitles | بالطبع , أنا صاحب القلب القاسي وأنتِ التي جلبتي الوجبات الخفيفة |
| Aynen. Bir de abur cubur yemek için ama o kadar. | Open Subtitles | أنا أيضاً ، وبعض الوجبات الخفيفة ، هذا كل شيء |
| Arka bahçemizde taşralı partisi veriyormuş gibi atıştırmalık sunamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا فقط تمرير الوجبات الخفيفة كالفناء الخلفي لحفلة غناء شعبية |
| atıştırmalık bir şeyler getiriyim sonra odamıza çıkıp ders çalışabiliriz. | Open Subtitles | حسناً ، أنا سأذهب لإحضار بعض الوجبات الخفيفة . و بعدها يمكننا أن نذهب و ندرس في غرفتي |
| Bir şeyler almak için bir yer biliyor musun? atıştırmalık bir şeyler. | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه سيكون مكانٌ لشراء بعض الوجبات الخفيفة أو أي شيء كهذا ؟ |
| atıştırmalıklar sol tarafta. Cheesecake isterseniz çekinmeyin. | Open Subtitles | الوجبات الخفيفة يساراً إخدما نفسيكما لأجل التشيز كيك |
| Angela, sağlıklı atıştırmalıklar önermen daha doğru aslılnda. | Open Subtitles | أنجيلا ، ينبغي عليك حقاً تقديم بعض الوجبات الخفيفة الصحية |
| Evet, gidip size biraz çerez getireceğim. | Open Subtitles | أجل، سأذهب إلى ماكنة البيع و أحضر لكما بعض الوجبات الخفيفة |
| İçecek ikramımız olmayacak ama uçuş görevlileri size su ve çerez getirecek. | Open Subtitles | لن تكون هناك مشرويات اليوم لكن المضيفات سوف يأتين لكم بالماء و الوجبات الخفيفة |
| Affedersiniz hostes bey, uçuşta yiyecek servisi olacak mı acaba? | Open Subtitles | من فضلِكِ , أيتها المُضيفة ؟ هل ستكون هناك خدمة الوجبات الخفيفة على هذه الرحلة ؟ |
| rolünü üstlendiler. Antik Yunanistan'da ağustosböcekleri lüks aperatif olarak sayılıyordu. | TED | والشهي. في اليونان القديمة كان الزيز يعتبر من الوجبات الخفيفة الفاخرة. |
| O küçük aperatifler genelde başlangıç yemeğinden daha iyi oluyor. | Open Subtitles | تلك الوجبات الخفيفة الصغير للغاية, عادة أفضل من طبق رئيسي. |
| Gajodhar, ben sevgilimle atıştırmalıkları getirdik buz küplerini düzenleyin. | Open Subtitles | غاجودهار, لقد أحضرت الوجبات الخفيفة, يا عزيزي. فقط رتب لمكعبات الثلج. |
| Hmm... Daha önce yediğimden çok daha fazla Atıştırma yiyorum. | Open Subtitles | وبأكل اكثر من الوجبات الخفيفة عن قبل |
| Bu beylere atıştıracak bir şeyler getir. | Open Subtitles | إحصل على هؤلاء السادة المحترمين بعض الوجبات الخفيفة. |
| Yürüyüşlere çıkarıyorum. Bir yerlerde yemek yediriyorum maçlara falan götürüyorum. | Open Subtitles | أحب أن اصطحبه للمشي واصطحابه ايضا لتناول بعض الوجبات الخفيفة |
| Önümde yazmakla geçecek önemli bir gün var, senden İngiliz ürünleri satan dükkana gidip yazarlık abur cuburlarımı almanı istiyorum. | Open Subtitles | يوم طويل من الكتابة أمامي أريد منك أن تجلب لي جميع الوجبات الخفيفة المعتادة من اجل الكتابة من المتجر البريطاني المتخصص |