tek güvenli yer orası. Diğer herşey yakılmalı. | Open Subtitles | إنه المكان الوحيد الآمن كل شيء آخر يجب أن يُحرق |
tek güvenli yer helikopterin içi. | Open Subtitles | الآن المكان الوحيد الآمن هو المروحية |
CTU'yu aramamı ve tek güvenli yerin orası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن أتصل بـ"الوحدة" لأنها المكان الوحيد الآمن |
Yapılacak en güvenli şey, karada yeni bir yolu izlemek olacak. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الآمن الذي يمكننا فعله هو إقتفاء طريق جديد هناك في اليابسة |
Belki de bu, önümüzdeki en güvenli ve özenli yol olabilir ama genelde kişinin teknoloji hakkındaki güvenlik endişelerinin kafasının içine bir şey yerleştirmeden çözülmesi gerekir. | TED | قد يكون الطريق الوحيد الآمن والحكيم للأمام، ولكن عادةً يكون للمرء مخاوف عن كون التكنولوجيا مفهومة لحدٍّ ما قبل أن تدخلها داخل رأسك. |
Bu kederli dünyadaki tek güvenli yer... | Open Subtitles | - مالك وضع عليك أين سأخبرك المتبقي الوحيد الآمن المكان الحزين العالم هذا في |
İskoçya'da onun için tek güvenli yer burası, Leoch. | Open Subtitles | المكان الوحيد الآمن "في "إسكتلندا" هو الـ "ليوك |
Senin için tek güvenli yer Meije. | Open Subtitles | المكان الوحيد الآمن .(لك هو (ميجية |
Eğer çok güçlü bir tür mitik yaratıktantan ve onun için en güvenli yerin vahşi av olduğundan bahsediyorsak ciddi bir sorunumuz var demektir. | Open Subtitles | لو أننا نتحدث عن مخلوق أسطوري ذو قوة عاتية لدرجة أنّ المكان الوحيد الآمن لحبسه هو مع جماعة الصيد البرّي فلدينا مشكلة حقيقية. |
Şu anki en güvenli yer burası. | Open Subtitles | - هذا المكان الوحيد الآمن حاليا. |
Cehennem, bizim için en güvenli yerdi artık. | Open Subtitles | هيل كان المكان الوحيد الآمن لنا . |