Sana kızdığımız tek nokta o değil. | Open Subtitles | هذا ليس السبب الوحيد الذين نحن مخاصمينك بسببه |
tek kalan renk bu idi. Şimdi sana kalk diyorum. | Open Subtitles | فقط هذا اللون الوحيد الذين يملكونه والآن قف على رجليك وتعال |
tek kalan renk bu idi. Şimdi sana kalk diyorum. | Open Subtitles | فقط هذا اللون الوحيد الذين يملكونه والآن قف على رجليك وتعال |
Üzülme. Beni beraat ettirmelerinin tek sebebi bu. | Open Subtitles | لا تكن، هذا السبب الوحيد الذين خرجوني من اجله |
tek adamı ortadan kaldırmaya kim cüret etti? | Open Subtitles | أنت ستقضي على الرجل الوحيد الذين يجرؤ على قول الحقيقة لك؟ |
tek açık kadro ikinci sekreterlikti ben de çaresiz kabul ettim, George! | Open Subtitles | السكرتير الأصغر كان العمل الوحيد الذين لديهم لذا أخذتها جورج أخذتها بإذلال كلياً |
! Aşkımızı göremeyen tek kişi neden o? | Open Subtitles | لماذا هو الوحيد الذين لا يستطيعون رؤية حبنا؟ |
Gözlerime bakabilen tek kişi sensin Blaze. | Open Subtitles | لهب ,أنت الوحيد الذين يمكنه أن يتحمل النظر الى وجهي |
Tanrım, burada gerçeği gören bir tek ben miyim? | Open Subtitles | الله، أنا الشخص الوحيد الذين يعيشون في واقع الأمر هنا؟ |
Jacquan'ın hastalık bilgilerine sahip tek tesis bu hastane. | Open Subtitles | هذا المستشفى هو المنشأة الوحيد الذين يعرفون الملف الشخصي لجكوان |
Bu kadar dehşet verici olan şey sağlığımızı hızla bozuyor olması, bunun birinci sebebi, biz insanlar bilinçli bir şekilde bir sebep yokken kendini uykudan yoksun bırakan tek türüz. | TED | لا بد أن أنوّه أيضًا للسبب الّذي يجعل ذلك كارثيًّا ويجعل صحتنا تتدهور بسرعة، أولًا، لأن البشر هم النوع الوحيد الذين يحرمون أنفسهم من النوم بدون أي سبب واضح. |
Tamire ihtiyacı olan tek kişi o değildi. | Open Subtitles | قالت اسن وأبوس]؛ ر الوحيد الذين في حاجة إلى الإصلاح. |
Yasaları güçlendirebilen tek shinobi... | Open Subtitles | النينجا الوحيد الذين يخدمون القانون |
Bu anlayabildikleri tek şey. | Open Subtitles | هذا الشيء الوحيد الذين يفهمونه ؟ |
Büyük ihtimalle seni gerçekten tanıyan tek adamı. | Open Subtitles | وربما كان الرجل الوحيد الذين يعرفك |
Evet, Solovar'ın yerini bilen tek kişi bendim. | Open Subtitles | هذا هو الحق، وكنت الوحيد الذين عرفوا حيث كان Solovar. |
Bir tek Akdeniz'de, Müslüman Barbaros'un donanmasındaki | Open Subtitles | الرجل الوحيد الذين يخافونه في بحر (إيجيه) هو القبطان (كورتوغلو) |
Aynı zamanda Alfredo'nun yerini bilen tek kişi. | Open Subtitles | كما أنه الشخص الوحيد الذين يعلم علم اليقين مكان تواجد (ألفريدو) |
Çünkü beni istemelerinin tek sebebi NZT. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذين يريدونني لأجله هو (ن.ز.ت). |
Planladıkları yolculuğu bırakmak yerine, Amundsen yönünü “son büyük problem” dediği tarafa değiştirmeye karar verdi. Ancak bir tek Amundsen’in ekibi habersiz değildi. | TED | وبدلًا من التخلي عن الرحلة المخطط لها، قرر (أموندسن) تغيير مساره إلى ما أسماه "آخر مشكلة كبيرة." لكن طاقم (أموندسن) الوحيد الذين تم إخفاء الحقيقة عنهم. |