"الوحيد الذي أحبه" - Translation from Arabic to Turkish

• sevdiğim tek
• tek sevdiğim
• sevdiği tek
• sevdiğim bir şey varsa o

- O benim sevdiğim tek şey. - Riske giremem.
هذا هو الشيء الوحيد الذي أحبه لا أستطيع المجازفة بذلك

sevdiğim tek kişiyi. Bunu herkesin iyiliğini gözetmek için yaptım.
الشخص الوحيد الذي أحبه لكي أحافظ على المصلحة الأفضل للجميع.

sevdiğim tek şeyi yok edemezsin.
ستدمرين الشئ الوحيد الذي أحبه بسبب حقدكِ؟

Bu işle ilgili tek sevdiğim şey oydu.
لقد كان الشيء الوحيد الذي أحبه بهذا العمل

İşin tek sevdiğim yönü işte bu.
هذا هو الشيء الوحيد الذي أحبه في هذه المهنة.

Onun sevdiği tek şey ayaklı merdiveni.
الشيء الوحيد الذي أحبه هو السلم النقال

Selam, ben Kabile Şefi Roberts ve ortalıkta atlarla koşturmaktan daha çok sevdiğim bir şey varsa o da kovboy dostlarımla eğlenmektir.
والشيء الوحيد الذي أحبه أكثر من العبث مع الخيول ومن العبث مع أصدقائي رعاة البقر.

İstifçilerden daha çok sevdiğim tek şey, kapıdan geçemeyen şişman insanlardır.
الشيء الوحيد الذي أحبه أكثر من المكتنزين هم الأشخاص السمينين لدرجة أنهم لا يستطيعون العبور من الأبواب

Ben bu dünyada sevdiğim tek şeyi çoktan kaybettim.
بجميع الأحوال، لقد خسرت الشئ الوحيد الذي أحبه بحياتي

sevdiğim tek şeyi elimden almaya çalışıyor.
إنه يحاول أن يحرمني من الأمر الوحيد الذي أحبه

Hayat kurtarmaktan daha çok sevdiğim tek şey kızım.
الشيء الوحيد الذي أحبه أكثر من إنقاذ الأرواح هو ابنتي

Bu yeryüzünde sevdiğim tek birşey varsa umursamadıklarımın aptallıkla son bulmasıdır.
انهُ الشيء الوحيد الذي أحبه فى هذا العالم النتن وكان من الغباء لـ"كيدج"أن يظن بأني لا أهتم

Bradley, benim kardeşim ve bu dünya üzerinde ki sevdiğim tek şey.
و الشئ الوحيد الذي أحبه في العالم

Pekala Caroline, Angie'nin bizimle ilgili sevdiği tek şey o ve açıkçası, bizimle ilgili benim de sevdiğim tek şey o.
حسنا يا (كارولاين) , الشيء الوحيد الذي تحبة (آنجي) فينا هو هو وبصراحة , الشيء الوحيد الذي أحبه فينا هو هو

Bu anlamsız sağlık kampanyasının işimin tek sevdiğim yanını etkilemeyeceğinden emin olmak istemiştim.
أريد أن اتأكد أن هذه الحملة الصليبية الصحية لن تؤثر على الجزء الوحيد الذي أحبه في هذه الوظيفة

Sen benim tek sevdiğimsin hayatım, tek sevdiğim.
-أنت الوحيد الذي أحبه يا عزيزي

Curtis'in benden daha çok sevdiği tek şey domatesleriydi.
الشيئ الوحيد الذي أحبه "كيرتس" أكثر مني كانت مزرعة الطماطم

Salonlardan daha fazla sevdiğim bir şey varsa o da kitaplardır. En iyi arkadaşlarımdan bazıları kitaplardır.
الشيء الوحيد الذي أحبه أكثر من الصالات الرياضية هو الكتب ،لذا أفضل أصدقائي هي الكتب.