"الوحيد الذي يجعل" - Translation from Arabic to Turkish

    • yapan tek
        
    • kılan tek
        
    • tek sebebi
        
    • sağlayan tek
        
    • ayakta tutan tek
        
    Bu gezegen, onu böyle canlı yapan tek şeyden yoksun olacak. Open Subtitles ينقصه الشئ الوحيد الذي يجعل هذا الكوكب حياً ..
    Seni yazar yapan tek şey kıçını bir sandalyeden ayırmayıp kafanda olup bitenleri kağıda dökmektir. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يجعل منك كاتبة هو ركن مؤخرتك على كرسيّ وإخراج ما في رأسك على الورق
    Beni korkak yapan tek şey, o yeminli ifadeyi öğrendiğim saniye göndermemiş olmam. Open Subtitles الشئ الوحيد الذي يجعل منّي جبان أنّني لم أقم بإرسال تلك الشهادة في اللحظة التي علمت فيها بفعلتك
    Onun hayatını yaşamaya değer kılan tek şey olduğumu söylüyordu. Open Subtitles تقول بأنني الأمر الوحيد الذي يجعل حياتها تستحق العيش
    Hayatı anlamlı kılan tek şey o aslında. Open Subtitles ولكنه الشيء الوحيد الذي يجعل للحياة أهمية
    Bunu Willow için yapıyoruz. Bu kadar şanslı olmanızın tek sebebi şu. Open Subtitles نحن نقوم بذلك من أجل ويلو , السبب الوحيد الذي يجعل ذلك يوم حظك
    Kalbimin atmasını sağlayan tek şey sensin. Open Subtitles ...الشيء الوحيد الذي يجعل قلبي ينسى النبض
    Ve orduyu bu savaşta ayakta tutan tek şey, komuta zinciri. Open Subtitles و الشيء الوحيد الذي يجعل الجيش يعمل في الحرب هو السلطة
    Küçülmeyi öğrenirken neredeyse canımdan oluyordum şimdi ise sana, beni kahraman yapan tek şeyi yok etmeyi öğretmek zorundayım. Open Subtitles كدت أن أموت عند تعلمي الانكماش، والآن عليَّ أن أعلمك تدمير الشيء الوحيد الذي يجعل مني بطلًا.
    Küçülmeyi öğrenirken neredeyse canımdan oluyordum şimdi ise sana, beni kahraman yapan tek şeyi yok etmeyi öğretmek zorundayım. Open Subtitles كدت أن أموت عند تعلمي الانكماش، والآن عليَّ أن أعلمك تدمير الشيء الوحيد الذي يجعل مني بطلًا.
    Bush'u cazip bir aday yapan tek şey bağlantılı olduğu kişiler. Open Subtitles (الشيء الوحيد الذي يجعل (بوش .مرشح قوي هو إنه مرتبط بذلك
    (Kahkahalar) (Alkışlar) Ayrıca uykuyu - uykuyu uçakta uyumaya çalışmaktan daha karmaşık yapan tek şey küçük çocuklarınızın olması. TED (ضحك) (تصفيق) والشيء الوحيد... الشيء الوحيد الذي يجعل النوم أكثر صعوبة من محاولة النوم على متن الطائرة هو حين يكون لديكم أطفالًا صغارًا.
    Hayatımı çekilir kılan tek kişi sensin. Open Subtitles انت الوحيد الذي يجعل حياتي ذات قيمة
    Erkeklerin kendilerine bakmalarının tek sebebi birileriyle seks yapacak olmalarıdır. Open Subtitles السبب الوحيد الذي يجعل الرجال يعتنون بمظاهرهم، هو أن يقنعوا امرأة ما بمعاشرتهم
    İnsanların onu ciddiye almalarının tek sebebi, sarı, avukat kağıtlarına yazılmış olması. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يجعل الائحة تبدو جدية هو إنه مكتوبة على ورقة المحامين الصفراء
    Kalbimin atmasını sağlayan tek şey sensin. Open Subtitles ...الشيء الوحيد الذي يجعل قلبي ينسى النبض
    Sen laneti kırmıştın. Barney'nin evliliğe inanmasını sağlayan tek çift Tom'la sendin. Open Subtitles أبطلتما اللعنة، أنت و (توم) الثنائيّ الوحيد الذي يجعل (بارني) يؤمن بفكرة الزواج
    Hayatta olmaz. Taksi işini ayakta tutan tek kişi benim. Open Subtitles مستحيل, انا الشخص الوحيد الذي يجعل شركة سيارات الاجره الصفراء مشغوله
    Steve Jobs açılış konuşmasında 50,000 kişiye seslendiğinde, bu insanlar 130 adet ülkeden yayına bağlıydı ve 2 saatlik reklamını izliyorlardı-- firmasını ayakta tutan tek şey budur-- bu 50,000 kişinin 2 saatlik bu reklamı yeterince önemsemesi ve arkadaşlarına bundan bahsetmesidir. TED إذاً عندما يتحدث إستيف جوبز إلى 50،000 شخص في خطابه الإفتتاحي، الذين تجمعوا من 130 دولة يشاهدون إعلانه بطول ساعتين ونصف -- ذلك هو الشئ الوحيد الذي يجعل شركته تواصل في الأعمال -- هو أن أؤلئك ال 50،000 شخص يهتمون بشدة كافية لمشاهدة إعلان الساعتين ونصف، ثم يخبرون أصدقائهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more