| Çünkü milyonlarca insanın önünde onun gerçek kimliğini bilen tek kişi olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لأنك أعلنت للتو أمام ملايين الناس بأنك الشخص الوحيد الذي يعرف هويته الحقيقية |
| Şifreyi bilen tek kişi o. Kapıyı açan gizli numaralar var ya? | Open Subtitles | وهو الوحيد الذي يعرف الرمز أتعرف الرمز السري الذي يفتح الباب ؟ |
| Bildiğim kadarıyla, ispiyoncunun ismini bilen tek kişi federal başsavcı Simon Poole'du. | Open Subtitles | على حد علمي الوحيد الذي يعرف إسم الواشي هو المفوّض سايمون بول |
| Yerlerini tek bilen benim. Ben yaşadıkça güvendeler. Eğer bana yardım etmezsen ölürler. | Open Subtitles | ناقشنا هذا الأمر، أنا الوحيد الذي يعرف مكانهم، هم بأمان طالما أنا حي |
| Çenesini kapalı tutmayı bilen bir tek o var tanıdığım bazı insanların aksine. | Open Subtitles | هو الوحيد الذي يعرف كيف يبقي فمه مغلقاً على خلاف بعض من أعرف. |
| Az önce çocukla konuştum. Nerede olduğunu bilen tek kişi benim. | Open Subtitles | لقد تحدثت معه للتو، أنا الوحيد الذي يعرف مكانه |
| Carlos senin yanlış bir iş yapmadığını bilen tek kişi. | Open Subtitles | فهو الشخص الوحيد الذي يعرف أنك لم تقترفي أي خطأ |
| Ayrıca ben bu işi bitirene kadar, beni bulurlarsa, ...bunu bilen tek kişi ben olmayayım... | Open Subtitles | و ايضا اخبرك لأنني لا استطيع ان اكون الوحيد الذي يعرف. في حالة اذا وجدونني. |
| Ben kim olduğunu biliyorum, elmasları isteyen... ..sadece biz değiliz ama onların nerede... ..olduklarını bilen tek kişi benim. | Open Subtitles | حسنا أنا أعرف من هو لكني لم أقل أنك الوحيد الذي تريد تلك الماسات الجيد في الأمر هو أني الوحيد الذي يعرف أين هي |
| Bu yer hakkında bir şeyler bilen tek kişi o. | Open Subtitles | إنه الوحيد الذي يعرف أي شيء عن هذا المكان |
| - Bizim evde Windex veya Comet... hakkında bir şey bilen tek kişi Carmen"dir. | Open Subtitles | أو مذنب الشخص الوحيد الذي يعرف أيّ شئ حول وينديكس أو مذنب في بيتنا كارمن، لكن ليس انا |
| Burada ne yapacağını bilen tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | كنت بخير لست الوحيد الذي يعرف ما يفعله هنا أتعلم؟ |
| Özellikle bir iblisi beyabandan kurtarmayı bilen tek kişi olduğuma göre. | Open Subtitles | بالأخص بما أنني الوحيد . الذي يعرف كيف يعيد مشعوذاً من الأرض الضائعة |
| Öyle yada böyle, o şeylerle savaşmayı bilen tek kişi o değil. | Open Subtitles | لكنه الشخص الوحيد الذي يعرف كيف يحارب هذه الأشياء |
| O bizim yol ve arzularını bilen tek kişi olduğunu. | Open Subtitles | انه الشخص الوحيد الذي يعرف خططنا ورغباتنا. |
| Onları durdurmayı bilen tek kişi Leo'ydu, ve o burada değil. | Open Subtitles | وليو هو الوحيد الذي يعرف كيفية إيقافهم وإنه ليس هنا. |
| İki soruşturmanın da detaylarını bilen tek kişi oydu, o da Hollings hakkında bildiklerini alarak süpheleri kendi üstünden attı. | Open Subtitles | لقد كان هو الشخص الوحيد الذي يعرف التفاصيل عن كلا التحقيقين لذا أخذ ما يعرفه عن هولينغز حتى يبعد الشبهة عن نفسه |
| Öyle mi? Profil çıkarmayı tek bilen de sensin. | Open Subtitles | يبدو انني الوحيد الذي يعرف كيفية التقديم |
| Üçümüz dışında bu numarayı bilen bir tek annen var. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي يعرف الرقم عدانا نحن الثلاثة هي أمك |
| Ama paranın nerede olduğunu bilen tek insan kocamdı. | Open Subtitles | لكن الشخص الوحيد الذي يعرف مكان المال هو زوجي |
| Daniel, bizim gerçekten ikiz olduğumuzu bilen tek insan sensin. | Open Subtitles | دانييل انت الوحيد الذي يعرف تماما انه هناك اثنتان منا |
| Bu atı tanıyan tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لست الوحيد الذي يعرف هذا الحصان |
| Geldiğimizden haberi olan tek kişi oydu. | Open Subtitles | لقد كان الوحيد الذي يعرف باننا قادمون |