Yani nedeni olan tek kişi kendini öldürdü. | Open Subtitles | إذاً الشخص الوحيد الذي يملك الدافع قتل نفسه |
Lakabı olan tek kişi ben miyim sandın? | Open Subtitles | تظنني الوحيد الذي يملك اسمًا مستعارًا هنا؟ |
- Ama hem parası hem de Shelby'yle geçmişi olan tek kişi o. | Open Subtitles | ولكنه الوحيد الذي يملك الأمرين الأحتياط المالي و الوفاق مع شيلبي لا |
Biliyorsun ki moleküler olarak büyüyen biyo-zırha sahip tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | أتعرف , أنت لست الوحيد الذي يملك جسداً به جزيئات قادرة على التضخم |
Bu ailede bütün yeteneğe sahip tek kişi sensin. | Open Subtitles | انت الوحيد الذي يملك الموهبه في هذه العائله |
Geldiğimde kapı açıktı ve benden başka anahtarı olan bir tek sen varsın. | Open Subtitles | الأمر أنّ الباب كان مفتوحاً وأنت الوحيد الذي يملك المفتاح غيري |
Pedrosa artık şampiyonluk için Lorenzo'ya meydan okuma umudu olan tek kişi. | Open Subtitles | من هو الآن الرجل الوحيد الذي يملك أملا في منافسة "لورينزو" على اللقب؟ |
Arkadaşları olan tek kişi General Talbot değil. | Open Subtitles | الجنرال "تالبوت" ليس الوحيد الذي يملك أصدقاء |
Bu fotoğraflara sahip olan tek kişi sensin Ted. | Open Subtitles | انت الوحيد الذي يملك هذه الصور |
Bilgisayar'ı olan tek kişi sen değilsin komik tavşanım. | Open Subtitles | إنك لست الوحيد الذي يملك (التداخل) يا أرنبي العزيز. |
Bunu yapabilecek kadar yaklaşıp, filmi alacak şansa sahip tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتي الشخص الوحيد الذي يملك فرصة الاقتراب منه بشكل كافي لقتله واستعادة الفيلم |
Gereken yeteneklere sahip tek kişi sensin John. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يملك المهارات المطلوبة يا (جون) |
Geldiğimde kapı açıktı ve benden başka anahtarı olan bir tek sen varsın. | Open Subtitles | الأمر أنّ الباب كان مفتوحاً وأنت الوحيد الذي يملك المفتاح غيري |
Oraya girmek için geçerli nedeni olan bir tek ben varım. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذي يملك سبباً ليكون في الأسفل إن كان هذا ما تقصدين |