"الوحيد فقط" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek
        
    • sadece
        
    Dün ya da bugün ölen tek sen misin zannediyorsun? Open Subtitles هل تعتقد أنك الوحيد فقط الذي توفي أمس أو اليوم؟
    Benim zamanımda birçok insana yanlış yaptım ve bazıları da bana yanlış yaptı ama vicdan azabı çektiğim tek şey Open Subtitles في زمن مضى اقترفت الكثير من الأخطاء بحق اشخاص كثر و بعضهم عاملني بالمثل بالمقابل لكن أسفي الوحيد فقط كان
    tek ilişkiniz bu mu? Open Subtitles هل هذا هو التفاعل الوحيد فقط الذى بينكم؟ لا.
    Orochimaru-sama nın tek gözdesi sen değilsin. Open Subtitles هذا لا يعني أنك أنت الوحيد فقط من فضّله أوروتشيمارو
    Şu anda olamaz. Thor, Albay O'Neill'i sadece sen kurtarabilirsin. Open Subtitles ثور , أنت الوحيد فقط الذي يستطيع مساعدة الكولونيل أونيل
    - sadece tek silahımız olup, onun taşıması biraz korkutuyor. Open Subtitles إن السأم هو سلاحه الوحيد فقط وهذا ما يحمله
    Sen bu iş için... dünyadaki tek kişisin. Open Subtitles أنت الوحيد فقط على الأرض للقيام بهذه المهمة
    - Ne yapacağımı söyle bana. - Bir tek ben kaldım. Open Subtitles ــ أخبرني بما عليَ فعله ــ أنا الوحيد فقط
    Sen ruhumu geri kazandıktan sonra bunu yaptığım tek kişisin. Open Subtitles أنت الوحيد فقط الذي فعلت به هذا .. بعدما حصلت علي روح
    Bu bankacı ülkeye yılda bir kez geliyor ve kendisi 40 milyon doları hemen temizleyebilecek tek kişi. Open Subtitles هذا المصرفي يزور الوطن مرة واحدة في السنة, وهو الوحيد فقط الذي يمكنه وبطريقة صحيحة غسيل أربعين مليون مرة واحدة.
    tek olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? Open Subtitles أنت لا تعتقد أنك الوحيد فقط , أليس كذلك؟
    Senin kocan elimizdeki tek hasta değil. Open Subtitles زوجك ليس المريض الوحيد فقط إفترضي لو كان هو إبنك
    Şu an güvenebileceğim bir tek sen varsın. Open Subtitles أنت الوحيد فقط الذي يمكنني الإعتماد عليه الآن
    tek akılcı senmişsin gibi yap ben de duygularım var diye mantıksız, isterik, hormon manyağı olayım. Open Subtitles دائما ماتلعب دور العقلاني الوحيد فقط, الذي لا يوجد غيره وأنا الغير عقلانية, المهووسة ومجنونة الهرمونات.. لان لدي عواطف؟
    Demek içimizde bu şeyin nasıl çalıştığını anlayan tek kişi cezalı. Open Subtitles لذلك، الوحيد فقط منا الذي يفهم كيف يعمل هذا الشيء من الأرضيين
    İstediğini alamayan bir tek şöför var. Open Subtitles السائق هو الوحيد فقط الذي لا يستطيع العيش في حدود دخله.
    Hayatımda duyduğum tek doğru gerçek. Open Subtitles إنه الأمر الحقيقي الوحيد فقط الذي سمعته بحياتي
    tek yapabildiği şey vücudunu kullanmak. Open Subtitles الشيء الوحيد فقط الذي يمكنه القيام به هو تحريك جسده في الأرجاء
    İnanıyorum ki sen bunu asla yapmazdın ama sadece inanmak istiyorum. Open Subtitles أنا أصدق أنك لست الفاعل لكن أنا الوحيد فقط الذي يصدقك
    Ve yine yoksulluğun kompleksliği gerçekte sadece ve sadece bir değişken olarak gelire bakmak zorundadır TED ومع تعقيد الفقر ما زلنا ننظر في الدخل كالعامل الوحيد فقط.
    Burada sadece benim elektriğim var ve onu kullanıyorum. Open Subtitles انا الوحيد فقط فى دائره قطرها 50 ميلا انظرى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more