"الوحيد من" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek kişi
        
    • bir tek
        
    • kurtulan tek
        
    • için tek
        
    • katılan tek
        
    • tek örneğisin
        
    • koca ekipte sadece
        
    • olmayan tek
        
    • sahip olabileceğim tek
        
    Sanırım, eski günlerden kalıp, çalışmaya devam eden aramızdaki tek kişi senatör. Open Subtitles الشخص الوحيد من الايام الخوالى الذي لازال يعمل هو عضو مجلس الشيوخ
    3 milyar insandan geri dönen tek kişi olduğunuzun farkında mısınız? Open Subtitles هل تعلم انك الوحيد من بين ثلاثة ملايين، الذي عاد للظهور
    Hayatta asla incitmek istemeyeceğim tek kişi sensin. Open Subtitles وانت الشخص الوحيد من دون كل الناس الذى لا ارغب فى جرحه
    O kadar güvenilirmişsin ki kasa dairesinin anahtarı bir tek sende varmış. Open Subtitles قالت لي أيضاً بأنك الوحيد من بين المديرين الذي يمتلك مفتاح للقبو
    Gene de kardeşimin arkadaşları arasında ona düğün hediyesi vermeyen... bir tek sen kaldın. Open Subtitles حتى الآن أنت الوحيد من أصدقاء أخي الذي لم يعطيه هدية الزواج
    Bir, çünkü görünen o ki bir kaç dakika içinde bu tren enkâzında kurtulan tek kişi siz kalacaksınız. Open Subtitles اولهما انة بعد دقائق معدودة ستكون رسميا الناجى الوحيد من الحادث
    Ancak sanıyorum ki onu iyi şekilde anlatabilecek tek kişi benim. Open Subtitles ولكن أعتقد أنا الوحيد من يستطيع أن يقول خلاله.
    İnsanlara numara yapan tek kişi Mahoney değil. Open Subtitles مهوني ليس الوحيد من يستطيع التحايل على الناسِ
    Bu işin nereye gittiğini bilemiyorum fakat gideceğimiz yerin koordinatlarını çözecek tek kişi sensin. Open Subtitles أجهل مآل هذا. ولكن الوحيد من بيننا الذي يعرف احداثيات هذا الطريق ومتطلباته هو أنت.
    Saldırı öncü birliklerinden tek kişi ben değilmişim. Open Subtitles أخيرا، لست الجندى الوحيد من قوات العاصفة هنا
    Bizi buradan kurtarabilecek tek kişi sensin. Open Subtitles أنت الوحيد من يستطيع إبعادنا عن هذا المكان.
    Batan gemiden canlı çıkan tek kişi oydu Open Subtitles هذا الرجل الذى احضروةلى كان الناجى الوحيد من السفينة التى انجرفت الى مينا ويتبى
    Onu gören bir tek sensin. Open Subtitles انت الوحيد من هذا النوع الذي استطيع رؤيته
    Kriptonlular içinde iyi niyetli olan bir tek sen misin? Open Subtitles هل أنت النصف عاقل الوحيد من العرق الكريبتوني؟
    Kısa sürede, Beş Büyük General'den geriye, bir tek Zilong kalmıştı. Open Subtitles الوحيد من الجنرالات الخمس الذي ظل شامخا كان زاو زيلونغ
    Bir, çünkü görünen o ki bir kaç dakika içinde bu tren enkâzında kurtulan tek kişi siz kalacaksınız. Open Subtitles الأول, لأنه يبدو أنه بعد بضع دقائق ستكون رسميا الناجي الوحيد من حطام هذا القطار
    Kollarında kalmak istiyorum çünkü benim için tek kişi sensin. Open Subtitles أريد البقاء بين ذراعيك لأنك الوحيد من أجلي
    Avrupa dışından katılan tek takım olan Brezilya hala turnuvada. Open Subtitles الفريق الوحيد من خارج اوربا الذي لا يزال في المنافسة
    Şunu kesin olarak söyleyebilirim ki sen türünün tek örneğisin. Open Subtitles حسنُ، أستطيع القول أن هناك لبس، وأنت الوحيد من نوعك.
    Sherlock on yaşındayken bana mektup yazıp koca ekipte sadece benim gerçek Yorkshire aksanını yapabildiğimi belirtmişti. Open Subtitles شارلوك كتب لي رسالة عندما كان عمره عشرة سنين قال فيها بأني الوحيد من بين كل الممثلين الذي يؤدي بشكل ساحر لهجة يوركشاير
    Günahın çirkin olmayan tek yanı, ona edilen tövbedir. Open Subtitles والنفع الوحيد من أي ذنب هو الفرصة للتوبة
    Benim sahip olabileceğim tek ilişki türü bu. Open Subtitles هذا فقط النوع الوحيد من العلاقة التي أحظى بها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more