Almanları alt etmenin tek yolu amfibik çıkartmalardı. | Open Subtitles | الوسيله الوحيده لتطويق جناحى الجيش الألمانى كانت الأنزال البرمائى |
Bir piyadenin o dağlardan çıkmasının tek yolu taşınmaktı. | Open Subtitles | الوسيله الوحيده لخروج أحد أفراد المشاه من تلك الجبال كانت أن يُحمل |
Bir kişiyi tanımlamanın tek yolu parmak izleri değil. | Open Subtitles | البصمات ليست الوسيله الوحيده لتحديد هويه جثه |
Önsezi diyelim. Anlamanın tek yolu bu. | Open Subtitles | انا اريد التأكد و هذه الوسيله الوحيده. |
Tek yolu bu. | Open Subtitles | هذه هى الوسيله الوحيده |