"الوقت لم" - Translation from Arabic to Turkish

    • Zaman
        
    • zamandan
        
    Tüm o Zaman boyunca Kianna yoktu, hep ben vardım. Open Subtitles كلّ هذا الوقت لم تكن كيانا أبدا، دائما كان أنا
    "Kurşuna dizdiğiniz Yahudi sivillere ateş ettiğiniz bu Zaman diliminde..." Open Subtitles أثناء كلّ ذلك الوقت لم يكن عندك أى مشاعر للناس
    Görüyorum ki Zaman dilinizin keskinliğinden hiçbir şey götürmemiş Madam. Open Subtitles أرى أن الوقت لم يفعل أي شيء لتقليل حدة لسانك
    Şey, nişanlım beni terkedeli üç yıl oldu, ve o zamandan beri hiçkimseyle olmadım. Open Subtitles ـ حسناً, لقد مضت ثلاث سنوات منذ ان هجرني خطيبي ومنذ ذلك الوقت لم أمارس الحب مع اي شخص
    O zamandan bu yana yüzüme bakmadı. Open Subtitles كأني لوثت شرف عائلته او شئ من هذا القبيل منذ ذلك الوقت لم ينظر في عيني
    Ve o Zaman savahili dilini bile konuşamıyordum. TED حتى ذلك الوقت لم أكن أتقن اللغة السواحلية
    Çok rahat değildi. Ve bütün bu Zaman, bu yerlerin hiçbirinde bir tane bile fare görmedim geçenlerde Londra lağımlarında bulununcaya kadar. TED كان غير مريح بالمرة. وطول ذلك الوقت, لم أر فأراً واحداً في أي من هذه الأماكن، حتي قريباً، عندما كنت في مجاري لندن.
    İkimiz beraber yaşlandık ve tüm bu Zaman boyunca senden tek birşey istedim. Open Subtitles لقد كبرنا في العمر سويا وفي كلّ هذا الوقت لم اطلب منك إلا شيء واحد
    Ama ben Avusturyalıyım. Ve Avusturyalılar için Zaman yoktur. Open Subtitles لكنني أسترالي و بالنسبة للاستراليين الوقت لم يعد موجوداً
    Yeterince Zaman olmadı, Michael. Yeterince Zaman yoktu. Open Subtitles الوقت لم يكن كافيا لك يا مايكل لم يكن كافيا
    O Zaman, annemin hastalığının çaresiz olduğunu ve hastahaneden eve, ölümü beklemesi için gönderildiğini bilmiyordum. Open Subtitles وفي ذلك الوقت لم أكن أعرف أن مرضها لا يمكن شفاؤه ولم أفهم أنهم أخرجوها من المشفى حتى تموت في منزلها
    O Zaman, cesetler yakılmıyordu, sadece gömülüyordu, değil mi? Open Subtitles في ذاك الوقت لم يحرقوا الجثث، بل دفنوهم وحسب
    O Zaman eve git ve düşün. Şirketini kurtarmanın... bir yolunu bul. Open Subtitles أنت يجب ان يكون لديك كثيراً من الوقت لم لا تستعملُه لتصون شركتك، وترحل الان، حسنا؟
    O Zaman bile, çok azı kırıldı. Open Subtitles و في ذلك الوقت لم ينهار سوي عدد محدود من الرجال
    Ama görünüşe göre Zaman onun için durmuş. Open Subtitles والغريب انها بالنسبة اليها كأن الوقت لم يمر
    Yeterince Zaman olmadı, Michael. Yeterince Zaman yoktu. Open Subtitles الوقت لم يكن كافيا لك يا مايكل لم يكن كافيا
    Onca zamandan sonra, bu güçleri ortadan kaldırabileceğime dair en ufak bir şey bulamadım. Open Subtitles , بعد كل هذا الوقت لم أجد شيئاً يمكنه أن يجعلني أظن أنه يمكنني محي هذه القدرات
    O zamandan beri banyoya bakmaya cesaret edemedim. Open Subtitles منذ ذلك الوقت لم أستطع النظر إلى الحمّام
    Sadece bir kereliğine futbol maçı izlemek yerine mobilya mağazasına gitmeyi kabul ettim fakat o zamandan beri tek bir maç bile seyretmedim. Open Subtitles لقد وافقت على الذهاب لمعرض المفروشات بدل أن أشاهد مباراة كرة القدم مرة واحدة ومنذ ذلك الوقت لم أشاهد مباراة واحدة
    Tüm geçen zamandan beri burayı ne kadar özlediğimi fark etmemişim. Open Subtitles اتعلم , طوال كل ذلك الوقت لم اكن ادرك كم افتقدت ذلك
    Ve o zamandan beri güneş bir daha açmadı, Open Subtitles و منذ ذلك الوقت لم تعد الشمس تشرق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more