"الوقت متأخراً" - Translation from Arabic to Turkish

• çok geç
• Saat geç
• geç oldu
• biraz geç
• çok geçti
• geç kalmış

Belki de çok geç saatte olduysa bugünün gazetesinde yazmaz.
ربما كان الوقت متأخراً ولن نجد شيئاً في صحف اليوم

Artık çok geç olana kadar kimse farketmedi, öyle mi?
و لم يلحظ احد الامر حتى اصبح الوقت متأخراً ؟

Ama korktun ve onu kendinden uzaklaştırdın ve sonra da kaçtın ve çok geç olana kadar da kaçmaktan vazgeçmedin.
لكنك كنت خائفاً , لذا فقد دفعتها جانباً وبعدها ركضت ولم تستطيع التوقف عن الركوض حتى أصبح الوقت متأخراً للغاية

Hiçbir şey görmedim. Buradan geçiyordum. Saat geç olmuştu.
لم أر شيء كنت أمر بقرب الغرفة و كان الوقت متأخراً

çok geç oldu. Sabah sana uğrarım. Biraz dinlen.
أصبح الوقت متأخراً سأمر بك في الصباح، خذ بعض الراحة

Teşhis, tedavi ve ameliyat için biraz geç kalınmış.
بالنسبة للتشخيص .. ثم العملية لقد أصبح الوقت متأخراً قليلاً

çok geçti ve çok yorgundum.
بالله عليك , لقد كان الوقت متأخراً , و كنت متعبة

Seni anlıyorum ama o kadar beklersek çok geç kalmış oluruz.
أفهم ذلك، ولكن حينها سيكون الوقت متأخراً جداً

Herneyse, bir gece... 24 saat açık Pathmark'tan geliyordum, çok geç olmuştu.
إذن على أيّة في حال، في إحدى الليال كنت عائدةٌ من السوبر ماركت وكان الوقت متأخراً

Anlıyorum ama o zamanda çok geç kalmış olurum.
أفهم ذلك، ولكن حينها سيكون الوقت متأخراً جداً

Bunu olmasını beklersek, çok geç olabilir.
وإن انتظرناها حتى تنهار فقد يكون الوقت متأخراً جداً

çok geç olmadan oraya gitmelisiniz.
عليك أن تخرج من هنا قبل أن يصبح الوقت متأخراً

- Sherry tekrar kaçacak ve çok geç olacak.
أنها ستهرب مجدداً، وسيصبح الوقت متأخراً جداّ

Saat geç olmuştu. Müşteri beklemiyordum.
كان الوقت متأخراً ولم أكن مستعدة لقدوم زبون

Saat geç olmuştu.
كان الوقت متأخراً

Tankeri ta orada doldurmak için saat biraz geç değil mi?
الوقت متأخراً لأخذ الحمولة في هذا الطريق ، أليس كذلك؟

Cezam dolduğunda 26 yaşındaydım ve artık çok geçti.
و في الوقت الذي فكروا فيه في إرجاعي، كنت في السادسة و العشرين. لقد كان الوقت متأخراً.