Mağaranın tavanında, metrekare başına düşen birkaç yüz larva bir boncuk dizisinden ötekine, lif üretmek için harıl harıl çalışırlar. | Open Subtitles | قد يكون هناك عدّة مئات من اليرقات في متر مربّع واحد لسقف الكهف. ويعملون جميعاً بكدّ منتجين خيطاً تلو الآخر. |
Yumurtalarından çıkıp larva evresine geçince, ve yetişkin hale gelinceye kadar, başlangıçtaki kilolarının 600 milyon katı olurlar. | TED | من حجمها الفقس القليل من البيض، في مرحلتها اليرقات قليلا حتى بلوغهم سن الرشد، وضعوا على 600 مليون مرة زيادة في الوزن. |
Ve üç gün beklenmesinin nedeni ise Joel biliyor ki dördüncü veya beşinci gün o larvalar çatlıcak, ve dev bir sinek sorunu oluşacak. | TED | والسبب لانتظارهم ثلاث أيام لأنه يعلم أنه في اليوم الرابع أو الخامس اليرقات ستفقس وستكون هناك مشكلة ذباب عظيمة |
kurtçuklar yumurtadan çıkıp büyümeye başlamışlardı... ve en sonunda köpeği diri diri içten içe yiyeceklerdi. | Open Subtitles | وحفت اليرقات الصغيرة بالداخل وبدات تتكاثر و علو مر الوقت ستأكل اليرقات الكلب. وهوحىمن الداخل. |
Belki de fıskiyede, başkalaşıma uğramadan larvaları öldürebilen bir şey vardı. | Open Subtitles | ربّما هناك شيء في النافورة قتل اليرقات قبل ان ينهوا التحول |
Yüzde ellisi değildi. Bu Tırtıllar kendi sağlıkları için hiçbir şey yapmadılar. | TED | هذه اليرقات لا تفعل أي شيء من أجل مصلحتها الخاصة. |
Burda dört deliği olan bir çubuğumuz var ve bu larvaların kokusunu soldaki deliğe yerleştirdik. | TED | لدينا قضيب يحتوي على أربعة ثقوب، ووضعنا رائحة هذه اليرقات فى الثقب على اليسار |
Orada larva ve diğer organizmalar düşen böceği parçalara ayırır. | Open Subtitles | حيثُ تعملُ اليرقات وَ باقي الكائنات الحيّة على تحللها. |
Ama okyanusun yüzeyindeki sulardan gelen yumurta, larva ve küçük balık bulutuna katıldıklarında onları başka tehlikeler bekliyor. | Open Subtitles | لكن هناك أخطار أخرى تنتظرها بينما تنضم هذه البيوض مع اليرقات و صغار الأسماك |
Gördüğünüz gibi, 14. günde- mago diye bilinen pek çok larva var ama kurtçuk yok. | Open Subtitles | كما ترون اليوم 14 الكثير من اليرقات هناك تعرف بالديدان لكن ليس شرنقات |
Bob yuva imhası, haşere sterilizasyonu ya da larva dağıtımından kaynaklanacak mülk hasarlarından sorumlu değildir. | Open Subtitles | بوب ليس مسؤولا عن ضرر الممتلكات بسبب عملية إبادة ، أو تعقيم ضد حشرات أو تشتيت اليرقات |
Bu çatlayıp larvaya dönüşen bir arı yumurtası ve bu yeni oluşmuş larvalar kendilerini besleyecek salgılara sahip olan o beyaz yapışkan maddeyle beslenerek hücrelerinin etrafında yüzerler. | TED | هذه بيضة نحلة تنفقس وتعطي يرقة وهذه اليرقات تسبح حول خلاياها وتقتات على هذه المادة البيضاء التي ترشح عن النحل |
Kraliçe günde yaklaşık on yumurtasını buraya bırakır ve bir hafta içinde ilk larvalar çıkar. | TED | هنا تبيض الملكة حوالي عشر بيضات في اليوم، وتفقس اليرقات في غضون أسبوع، |
Ama kurtçuklar küçük buzdolapları gibidir. Sindirdiklerimizi daha uzun süre koruyabilirler. | Open Subtitles | لكن اليرقات تشبه الثلاجات الصغيرة تقوم بحفظ ما نقوم بهضمه لمدة أطول |
Çürüme ve kurtçuklar onları tahrik bile edebilir. | Open Subtitles | ـ مع معتدلات التكوين وظهور اليرقات على الجثة ممكن أن يصبح عامل إثارة لهم |
larvaları kendi yağ kaynaklarından kusmuğu ile besler. | TED | إنها تغذي اليرقات من خلال تقيؤ احتياطيات الدهون المتوفرة بها. |
İyi ama, bu Tırtıllar karınca yuvalarına daha en başta, ilk adımı nasıl atıyorlar? | Open Subtitles | لكن كيف دخلت هذه اليرقات عش النمل في المقام الأوّل؟ |
Bu larvaların amacı otostop yapmak. | Open Subtitles | ما تريده تلك اليرقات هو نُقلة طريق، ركوبة. |
Bilim adamları nereden geldiklerini ya da neden ortaya çıktıklarını bilmiyor ama bu imajinal hücreler tırtılın içerisinde ortaya çıkıyor ve diyor ki "hadi coş, tırtıl! | Open Subtitles | العلماء لايعلمون من اين اتت أو لماذا ظهرت لكن هذه الخلايا التخيلية تظهر داخل اليرقات |
Salgın, sadece larvalara maruz kalmakla yayılıyor. | Open Subtitles | العدوى يمكن فقط أن تقلّص خلال التعرّض إلى اليرقات. |
Bu aslında işe yaramış çünkü Kurtlar kötü dokuyu yiyip iyi dokuyu bırakıyorlarmış. | Open Subtitles | .و هذانجحلأن اليرقات. تتناولالانسجةالمريضة, و تترك الأنسجة السليمة |
Ama kurtçuk larvasını ve etsineğini öleli 12 saatten fazla olmuş cesetlerde görürüz. | Open Subtitles | هذا رد فعل سريع أجل لكن أنا أعتقد أننا نرى يرقة من اليرقات أو فراشة على الجسد الذي مات منذ ما يزيد عن 12 ساعة |
Şeftaliyi daha GüzelleŞTirmek için tırtılları eziyorlardı. | Open Subtitles | يقومون بالبحث عن اشياء اخرى ليمزجوها مع اليرقات لتحسين الطعم |
Ayrıca görülüyor ki bu yuvarlak solucanlar değişmemiş ve göz yaşında canlanmış. | Open Subtitles | وهذا يوحي أيضاً بأن اليرقات الطفيلية... كانت في حالة خمول، ودبت فيها الحياة من خلال دموع عينيها. |
Daha sonra da larvalar derinin içinde yuva yaparak kan dolaşımına giriyor ve olgunlaşmış bir kurt haline geliyor. | Open Subtitles | و تقوم بعدها اليرقات بحفر ثقوب في الجلد و تتحوّل إلى دودة كاملة النمو حالما تدخل لمجرى الدم |