"اليقطين" - Translation from Arabic to Turkish

    • kabak
        
    • Balkabağı
        
    • balkabağım
        
    • balkabaklı
        
    • kabaklı
        
    • şekerparem
        
    • balkabağına
        
    • balkabakları
        
    • bal kabağı
        
    • Pumpkin
        
    • kabakları
        
    • Balkabağını
        
    • kabağını
        
    • balkabaklarını
        
    Benim farelere, skeç filmlerine ve kabak çekirdeğine alerjim var. Open Subtitles في الحقيقة, لديّ حساسية مِن الجرذان والأصدقاء المزعجين وبذور اليقطين.
    Senin ampulün kabak tatlısı gibi kokuyor. Benim ki iklim değişikliğini durdurabilirdi. Open Subtitles مصباحك رائحته مثل فطيرة اليقطين أما مصباحي كان سيخفض من التغيرات المناخية
    Sana yüz defa söyledim, Balkabağı teslimatlarını Cadılar Bayramı'ndan önce yapmalısın. Open Subtitles أخبرتك مئة مرة ، يجب بيع اليقطين قبل الهلوين ، قبله
    Ama balkabağım, şu çıktığın psikopatı etkilemek istiyorsan yapman gereken şu: Open Subtitles ولكن الآن، اليقطين... ... إذا كنت ترغب في ترك انطباع أن مختل عقليا أنك تعود... ... وهنا ما يجب عليك القيام به:
    Çocuklara balkabaklı ekmek yapmayı düşünüyorum. Open Subtitles كنت أفكر بأن أعد لهم خبز اليقطين
    Bekle, kabaklı turtam? Dur, ya da şeker pancarım. Open Subtitles لحظة , فتاه اليقطين أنتظري , فلاحة من السكر
    Seninle gurur duyuyorum diyorum, şekerparem. Open Subtitles حسنا، كنت أقول، أنا فخور بك، اليقطين.
    Polis sirenlerini duyunca balkabağına dönüşürsün. Open Subtitles نعم , لقد تحولت إلى اليقطين عند سماعك سرينة البوليس
    Etajerler depolanmalı, balkabakları oyulmalı, örümcek ağları asılmalı. Open Subtitles يجي تجهيز المحار, و يجب حفر اليقطين و تعليقها
    Ama bu çocuklar şimdi trenlerin üstüne kabak parçaları koyan çocuklardır. TED لكن أولئك الأطفال هم أطفال يضعون بقع اليقطين على القطارات.
    Üç kurban da aynı 30 tedarikçiye gitmiş, içlerinden biri de kabak şeklinde at arabası yapıyor. Open Subtitles لقد ذهبوا إلى نفس الثلاثين بائعا واحد منهم يؤجرُ عربة من اليقطين تجرها الخيول
    Dolma karışımım var, elma dilimli patatesim var karışık sebze çeşnisi ve kabak tatlısı karışımım da var. Open Subtitles حصلت على مزيج الحشوة مزيج البطاطه الصدفي مزيج النباتات وصفه فطيرة اليقطين
    Akşam yemeğini kaçırma. kabak turtası var bu gece. Open Subtitles لا تفوّت العشاء سيقدمون فطيرة اليقطين الليلة
    Ben de Büyük Balkabağı'nı bekliyorum ama hiç gelecek gibi görünmüyor. Open Subtitles لقد كنت في انتظار اليقطين الكبير و هو لم يظهر أبداً
    Biraz alabilir miyim?" "Hayır. Ben hiçbir zaman seni Balkabağı tartı yerken görmedim" Open Subtitles أيمكنني أن أحظى بقطعة؟" "كلا، لم أرَكَ تأكل قطعة من فطيرة اليقطين قط"
    Aromalı çikolata, kurabiye ve krema, çikolata, ceviz ve kaptanın favorisi Balkabağı. Open Subtitles بالكعك ، والكريم ، الشكولاته ، كلها بزبدة الفستق والمفضلة عند الكابتن بطعم اليقطين يقطين
    Küçük balkabağım? Open Subtitles يا حبه اليقطين الصغيره
    Misket limonlu, balkabaklı vegan, vişneli-mangolu... Open Subtitles لدينا الجير الرئيسي، اليقطين النباتي، الكرز المانجو...
    Bütün bıçak olaylarının kupayla ilgisi olup kabaklı kekle alakası olmaması çok tuhaf. Open Subtitles حسناً، لقد كان غريباً حول أمر الكأس بأكمله ولم يكترت كثيراً حول أمر نكهة توابل اليقطين للكب كيك.
    Elbette. şekerparem. Open Subtitles حسنا، بالتأكيد، اليقطين.
    Saat dokuzda balkabağına dönüşüyorum. Open Subtitles أتمنى لو أني أستطيع أصبح كـ اليقطين عند التاسعة
    Bahçeye balkabakları, bir iki tane iskelet. Open Subtitles اليقطين في كل مكان وهيكل عظمي او اثنان
    Benim '96'daki tekir balığı ve bal kabağı tarifimi yapan sen misin? Open Subtitles هل انت من صنع وصفة البوري الأحمر مع اليقطين لعام 96 الخاصة بي?
    It's The Great Pumpkin, Charlie Brown. Open Subtitles انه اليقطين الكبير ، تشارلي براون
    Evet. Ama hala bir sürü bal kabakları var. Open Subtitles أجل ، لكن لا يزال لديهم الكثير من اليقطين
    Öyleyse Balkabağını at arabasına dönüştürebilir misin? Open Subtitles إذا كنت كذلك، هل بامكانك تحويل اليقطين إلى عربة ؟
    Yarın bal kabağını beraber oymazsanız sana küsecek. Open Subtitles أظن إذا لم تقطع تلك اليقطين معه غداً، سوف يتبرأ منك.
    Zırr, zırr! Arayan Balkabağı tarlası! balkabaklarını geri istiyorlar! Open Subtitles الجرس يرن، إنّهن قطع اليقطين يُردن يَقطيِنَهُنَ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more