"اليّ" - Translation from Arabic to Turkish

• benimle
• Yüzüme
• - Bana
• dinle
• benim için

Belki babası yüzündendir. benimle konuşmuyor. Yüzüme bile bakmıyor.
ربما والدها السبب, لم ترد أن تتحدث معي لاتستطيع النظر اليّ

O kadar param yok dediğimde, benimle dalga geçti.
لقد قال بأنه سيعيد اليّ سترتي ان أعطيته 100 فرنك

Fakat ayaklarım benimle aynı fikirde değildi. Bak, bana bir kıyak yap, ve yeni hücre arkadaşıma beni nasıl yakaladığını anlatma.
من ناحية أخرى كان لقدميّ رأي مختلف اسمع، أسد اليّ خدمة

- Bana gerçekten çok ihtiyacın varmış.
-حسنا تحتاج اليّ اكثر ممّا ظننت , صحيح ؟

Konu şu ki, seçme şansın olsaydı benimle hayatta konuşmazdın.
القضية هي, انك لم تكن لتتحدث اليّ, اذ كان لديك خيار اخر.

benimle konuşmak istediğiniz bir şey mi var?
هل كان هناك امر ما تود ان تتحدث اليّ بخصوصه ؟

Oturma odasına geldi. benimle konuşmak istedi.
أتت الى غرفة الإستقبال وسألت ما اذا كانت تستطيع التحدث اليّ

Bazen insanların benimle konuşması için pembe yalanlar söylerim.
و أحياناً أكذب كذبة بيضاء صغيرة لكسب الناس للتحدث اليّ

Çok ileriye gidiyor olabilirim ama içinizden biri bu gece Lang Lang oyununu benimle izlemeye gelmek ister mi?
الأن ، ربما يكون هذا مندفع بعض الشيء لكن هل تهتم أيا منكما ان تنضم اليّ لرؤية لانغ لانغ يعزف الليلة؟

Şimdi biri gelsin de benimle konuşsun diye dört gözle bekliyorum.
الآن انا اتطلع لذلك احدهم اراد التحدث اليّ

Ölmüş olmalıyım. Kimse benimle konuşmuyor.
اكيد اني ميت ، لاأحد يتحدث اليّ

benimle konuşman yasak değil mi?
مرحباً، اليس من المفترض الا تتحدثي اليّ... الا يجب ان تتحاشيني..

Nişanlımın cinayeti sebebiyle benimle görüşmüştü.
قدِمَ اليّ بخصوص حادثة قتل خطيبي

Ve dileğim gerçekleşirse O bugün benimle konuşacak.
وان تحققت امنيتي سوف يتحدث اليّ اليوم

benimle konuşabileceğini biliyor.
هي تعرف انه يمكنها ان تتحدث اليّ

Çünkü kız benimle işi pişirmek istiyor.
لأنها تنظر اليّ وكأني في المزاد العلني

Umurumdaymış gibi de konuşma benimle.
وتوقف عن التحدث اليّ وكانني معنيٌّ بذلك

Şu boşluğa bak, bir de Yüzüme! Sen korkuyorsun!
انظري الى المساحة هناك,انظري اليّ انك تبدو خائفة

- Bana bak, dostum. Bana bak. - Ne var?
انظر اليّ يا رجل - انا اعمل هنا -

Lisa! Beni dinle. Spencer, bunu düşündüm ve kararımı verdim.
ليزا استمعي اليّ سبنسر، لقد فكرت ، وحسمت امري

Acı çektiğimi bildiğinden sürekli benim için bir şeyler yapıyor.
انه يعلم اني اتألم ، وهو يستمر بتقديم المساعدة اليّ