"امامك" - Translation from Arabic to Turkish

    • önünde
        
    • Önüne
        
    • önündeki
        
    • karşında
        
    • önünüzde
        
    • önünüze
        
    • şansın
        
    Öngörülemeyen, sonsuz bir matematiksel kombinasyonlar serisi... işte önünde duruyor. Open Subtitles امامك سلسلة كاملة من التركيبات الرياضية غير متوقعة ولا نهائية
    Bu oyunda, önünde veya arkanda her kim varsa engellemen. Open Subtitles الآن انظر الاطباق تعني انك ستقوم بعرقلة ايا كان امامك
    Ondan iş almaya o kadar odaklanmışsın ki gözünün önünde olan biteni görmüyorsun. Open Subtitles انت مركز على الحصول على عمل بسببه و لا ترى ما يحصل امامك
    Önüne ne koyarsa imzalayacaksın çünkü sen dünyadaki en şanslı erkeksin. Open Subtitles سوف توقع كل ما تضعه امامك لأنك اكثر الرجال الاحياء حظا
    Bu arada Scorpio, önündeki panelden ekranı durdurabilir yakınlaştırabilir ya da geri sarabilirsin. Open Subtitles بالمناسبه , ايها العقرب يمكنك ان تثبت الصوره على الشاشه او تقربها باستخدام لوحه التشغيل التى امامك
    karşında dumanı tüten silâhıyla dikilen bir adam yerde de her yana kanı sıçramış hâlde yatan başka bir adam var ve senin bütün yapabildiğin parayı düşünmek. Open Subtitles هناك رجل يقف امامك ومعه سلاح جاهز والرجل الاخر على الارض ينزف في كل ارجاء المكان وماذا تفعل انت؟
    Sonra bunları birleştirmeniz gerek, çünkü önünüzde tam bir alan dokusu var. TED ثم علي الجمع بينهما لأنه لديك امامك المساحة الكافية لعمل ذلك
    Ölen bir kadın önünde oturuyor, ve bir kahve bile ikram etmedin. Open Subtitles إمرأة تحتضر تموت امامك و لم تعرضي علي حتى كأسا من القهوة
    Anne babanızın gözünüzün önünde aşağılanmasından daha kötü bir şey olamaz hayatta, inanın. TED ولم يكن هنالك أسوأ من أن ترى والدك يُذل امامك ؟
    Ya da şimdi Sahak önünde ayağa kalksa inandığını söyleyeceksin. Open Subtitles ربما اذا وقف ساهاك امامك الان ستقول انك صدقت
    Ben senin gözünün önünde tecavüze uğrayan alt sınıf bir sürtüğüm değil mi? Diğerleri gibi değilsin. Open Subtitles و انا مجرده عاهرة منحطة التي اغتصبها امامك
    Bazen bir şey ararsın ve aslında onun tam önünde kahvesini yudumladığını görmezsin ya... Open Subtitles واحيانا تبحث عن شيء وتجده امامك يحتسي القهوة
    En kötü yanı da kendi ineğini kendi seçiyorsun... ve gözlerinin önünde öldürüyorlar. Open Subtitles اسوأ شئ أنك تختار العجل الذي تريده ويذبحوه لك امامك
    Beni hep önünde tutuyorsun. Askeri eğitim, ha? Open Subtitles دائما تجعلني اسير امامك تقليد عسكري, اليس كذلك ؟
    Birini kaybetmenin nasıl olduğunu biliyorum, gözlerinin önünde öldürülmesini. Open Subtitles اعرف مذاق الخسارة لمن تحبهم وريتهم يموتون امامك
    Gizemli katilin kim olduğunu bulamadın ve şimdi o önünde duruyor. Open Subtitles انتي حتي لم تكتشفي من هو القاتل بالالغاز وهو امامك
    Yapmam gereken bir şey var ve bunu senin önünde yaparsam ilişkimizin bütün yapısı değişecek Open Subtitles عزيزي .. هنالك شيء يجب ان افعلة .. و اذا فعلتة امامك
    Önüne getirip yalanlarını itiraf ettireceğim. Open Subtitles سأحضره امامك ليعترف بأكاذيبه قبل ان أشنقه
    Asla golfu senin Önüne koymamalıydım. Open Subtitles سأفعل اي شيء لكي استرجعك لم يكن ينبغى علي ان اضع لعبة الغولف امامك
    Mat dört hamle sonra önündeki pozisyondan itibaren. Open Subtitles كش مات في النقلة الرابعة من هذا الوضع الذي امامك
    Doc Brown, DeLorean ile karşında beliriverseydi kapıyı açsa, deseydi ki: Open Subtitles أقصد , صدقاً , مثلا اذا حضر دكتور بروان الى امامك مع سيارة الرجوع بالزمن ديليورين وفتح الباب
    Ancak tamamı mesnetsiz olan bu suçlamaları yalnızca onun ailemle ilişkisini olduğu gibi önünüze sererek çürütebilirim. Open Subtitles والذي يمكن فقط ان ادحضه بوضع اتصاله مع عائلتي امامك
    Pom, bunları düzeltebilmek için hala bir, şansın var. Open Subtitles بوم"مازال امامك الوقت لتغير حياتك للأفضل"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more