Ellen'ım sıradan bir kadın değildi. | Open Subtitles | لم تكن إيلين خاصّتي امرأة عادية. |
O sıradan bir kadın değil. | Open Subtitles | انها ليست امرأة عادية |
April, normal bir kadın, aklı başında normal bir anne, kuruntularını kapı dışı etme amacıyla lastik bir tüp alıp kendi kendine çocuk düşürmeye çalışmaz. | Open Subtitles | (أبريل) امرأة عادية, امرأة عاقلة عادية ليس عليها شراء قطعة من انابيب المطاط |
normal bir kadın. | Open Subtitles | هراء, انها امرأة عادية |
Emma Graham sıradan bir kadındı. | Open Subtitles | كانت (إيما غراهام) امرأة عادية |
Emma Graham sıradan bir kadındı. | Open Subtitles | كانت (إيما غراهام) امرأة عادية |
Randall'ın elinden birkaç darbe yediği halde sessizliğini koruyup sıradan bir kadından beklediğimden daha makul bir tavır sergiledi ama Randall'ı tanırsın. | Open Subtitles | (الآن، هي تلقت بعض الضربات على يد (راندل وبقيت صامتة، وهذا مؤشر جيد أكثر مما توقعت من امرأة عادية |
Randall'ın elinden birkaç darbe yediği halde sessizliğini koruyup sıradan bir kadından beklediğimden daha makul bir tavır sergiledi ama Randall'ı tanırsın. | Open Subtitles | (الآن، هي تلقت بعض الضربات على يد (راندل وبقيت صامتة، وهذا مؤشر جيد أكثر مما توقعت من امرأة عادية |
Bir televizyon şarkı yarışmasında şarkı söyleyip büyük bir yıldız olmadan önce o da sıradan biriydi. | Open Subtitles | حسنا , لقد كانت مجرد امرأة عادية حتى شاركت بواحدة من المسابقات التلفزيونية و اصبحت نجمة كبيرة |
- O sıradan bir kadın değil. | Open Subtitles | -إنها ليست امرأة عادية |
O normal bir kadın değil! | Open Subtitles | إنها ليست امرأة عادية! |
Carlos'la kendimi normal bir kadın gibi hissettim. | Open Subtitles | بجانب (كارلوس) أشعر وكأني امرأة عادية. |
- Orta yaşlı, sıradan biriydi. | Open Subtitles | كانت متوسطة العمر, وهى امرأة عادية . |