"انا لا احب" - Translation from Arabic to Turkish

• sevmem
• sevmiyorum
• hoşlanmıyorum
• hoşlanmam
• hiç hoşuma gitmedi

Laura Pritchard'ı sevmem. Guatrı var.
انا لا احب لورا ريتشارد ان لديها لحمية فى الأنف

- Benimle dalga geçilmesini sevmem. - Yalan söylüyor. Yerini biliyor.
انا لا احب ان يمزح احد معى انه يكذب, انه يعرف مكانها

Normalde şu modern şeyleri pek sevmiyorum ama bir sabah annemi uyanırken çekmiştim ve artık insanları ansızın çekmeye bayılıyorum.
في الحقيقة انا لا احب هذه الأشياء الحديثة لكن التقط صورة لأمي في لحظة الأستيقاظ و الآن احب صور المفاجئات

Böyle bir hayatı sevmiyorum. Artık canıma tak etti.
انا لا احب هذا النوع من الحياة، لقد اكتفيت

Dedikoduya ortak olmaktan hoşlanmıyorum ama sizin endişe edecek bir şeyiniz yok.
انا لا احب الاشتراك بالنميمة ولكن اطمئن,لا شيء لتقلق بشانه

Düşüncelerinden ve bu koloniyi yönetme biçiminden hoşlanmıyorum.
انا لا احب طريقتك في التفكير ولا احب ادارتك لتلك المستعمره

Bir erkeği içerken rahatsız etmekten hiç hoşlanmam.
انا لا احب ابدا ازعاج رجل عندما يتناول الشراب

İşini iyi yapıyor Gideon, bu hiç hoşuma gitmedi.
و هو يقوم بهذا بشكل جيد انا لا احب هذا مطلقا

Alet kullanmayı sevmem yatakodası dışında.
حسنا,انا لا احب استخدام العدة خارج غرفة نومي

"Onları hiç sevmem Sam-I-Am. Yeşil yumurta ve salam sevmem.
انا لا احبهم انا لا احب البيض الاخضر واللحم

"Onları hiçbir yerde yemek istemem. Yeşil yumurta ve salam sevmem.
انا لا احبهم على كل حال انا لا احب البيض الاخضر واللحم

Evet. Wong ırkçıdır. Zencileri de yahudileri de sevmem.
اجل , السيد وانج عنصري انا لا احب السود , ولا احب اليهود ايضا

Yalan söylenmeyi, sırları sevmiyorum.
انا لا احب ان يتم الكذب علي انا لا احب الأسرار

Filmler hakkında okumayı sevmiyorum. Çok vahşiler.
انا لا احب القراءة عن نقض الافلام انها صارمة

Ben Viktor'ı sevmiyorum. Hiç kimseyi asla sevemem.
انا لا احب فيكتور انا لا استطيع ان احب اي شخص هنا

İnsanları yetkilendirme yöntemini beğenmiyorum, ve operasyonları yürütme biçimini sevmiyorum.
و انا لا اوافق على الطريقه التى يستغل بها سلطته و انا لا احب الطريقه التى يدير بها العمليات

Sana söyledim, Michael! Teksaslılardan hoşlanmıyorum!
. مايكل , لقد اخبرتك . انا لا احب اهالي تكساس

Sizin gibi iyi algısı olan çocuklardan hoşlanmıyorum.
انا لا احب الاطفال سريعي الفهم مثلك تماما

Ve, açıkça söylemeliyim ki, oyuncularına gösterdiğin davranış şeklinden hiç hoşlanmıyorum.
بصراحه شديده انا لا احب الطريقه التى تعامل بها لاعبيك

Bu hitaptan hoşlanmam. Benimle konuşacağın bir mesele mi vardı?
انا لا احب هذا اللقب أردت ان تقابلني لشيء؟

Keskin kararlar vermekten hoşlanmam Spencer ama onun senin için doğru kız olduğunu, gerçekten düşünüyor musun?
انا لا احب اتخاذ قرارات مفاجئة يا سبنسر ولكن هل تعتقد انها الفتاة المناسبة لك؟

-Buraya neden geldim bilmiyorum. -Bu filimlerden hoşlanmam.
لا اعرف لماذا اتيت هنا انا لا احب هذ النوعية من الافلام.

Bu ayrılık fikri hiç hoşuma gitmedi.
انا لا احب فكرة هذا الانفصال على الاطلاق.