Phoebe, son 8 ayımı erkeklerin yanında, çelikten bir boru içerisinde bu anı düşünerek geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيت اخر 8 شهور فى انبوب معدنى مع الرجال افكر فى تلك اللحظه |
- boru patladı. - Biliyorum. | Open Subtitles | انبوب المياة الرئيسى كان مكسوراً اعرف هذا |
Kelebek iğne, boşaylı tüp, ve bir de LP setine ihtiyacım var. | Open Subtitles | , أحتاج إلى ابرة فراشة و انبوب اختبار و ربما عدة مشتركة |
Benes'e zarar vermeden şu duvar boyunca bir tüpü çalıştırabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكن ان امرر انبوب خلال عبر هذا الجدار دون ان اضر بينز ؟ |
Yakınlarda tahliye borusu yok. | Open Subtitles | السقف لا يمكن الوصول اليه لا انبوب ماء قريب |
Ben cam kırıklarını ayıklarken o göğüs tüpünü mü yapacak? | Open Subtitles | أناأنتزعبقاياالزجاج, و هي ستضع انبوب صدري؟ |
Bir nevi organik, esnek bir boru omurgası boyunca yerleştirilmiş. | Open Subtitles | يبدو كم لو انه انبوب عضوي ومرن زرع بالظبط على العمود الفقري |
18 metre uzunluğunda bakır bir boru ve ham demir karşılığında kendisine yemek masası yapmıştım. | Open Subtitles | جعلت ذلك الرجل يبادل طاولة عشاء مقابل انبوب نحاسي طولة 60 قدم و نص خنزير |
Patlak bir boru yüzünden evimi aramanız mı gerekiyor? | Open Subtitles | يجب ان تبحثوا في البيت بسبب انبوب معطل ؟ |
Solunum yavaş. tüp bağlamalısınız. | Open Subtitles | وكذلك تنفسها يجب ادخال انبوب لقصبتها الهوائية |
Solunum yavaş. tüp bağamalısınız. | Open Subtitles | وكذلك تنفسها يجب ادخال انبوب لقصبتها الهوائية |
- Görünüşe göre Monk sendika ile alakası olmadığını düşünüyor... - Bak.! Bir tüp ile beslenen onun karısı değil, tamam mı? | Open Subtitles | انه ليس من تتغذى زوجته من خلال انبوب اليس كذلك؟ |
Bu çiftlikteki her bir kafes bir test tüpü. | Open Subtitles | تعلمين, ان كل قفص في تلك المحمية هو انبوب اختبار. |
234'teki hastaya bir NG tüpü takıp.. | Open Subtitles | هل تستطيع ان تعطيني انبوب ان جي للمريض رقم 234 |
40. sokak ve 7. caddede su borusu patlamış. | Open Subtitles | انبوب المياة الرئيسى انكسر حتى شارع 40 والجادة السابعة |
Geçiş borusu 4'te elektrik kontağı var. | Open Subtitles | لدينا حريق كهربائى فى انبوب الوصول رقم اربعه |
Sonrasında hava tüpünü arkasında dışarıda kalacak şekilde bırakıyoruz. | Open Subtitles | و بعدها نترك انبوب الهواء ممتداً بالخارج |
Yirmili yaşların başlarındayken, ne zaman parti versek o bira bongu ortaya çıkardı. | Open Subtitles | عندما كنا في اوائل العشرينات كل مرة كانت لدينا حفلة بها انبوب البيرة |
Bir de bakmışsın göğsünden bir kaç torba ilaca bağlı bir hortum çıkmış. | Open Subtitles | وبعدها تعرف ستحصل على انبوب يخرج من صدرك موصول بجهاز |
Sonra şoför arabaya gaz akışını sağlayan boruyu takmak üzere arabanın altına girdi. | Open Subtitles | وبعدها ينزل السائق تحت الشاحنة لتوصيل انبوب الغاز بالشاحنة والانبوب يغذي الشاحنة بالغاز |
Hayır, bu imkansız. Çok dikkatliydim. Pis su borusunu musluğa, diper boruyuda tuvaletin için koydum. | Open Subtitles | لقد وضعت انبوب الماء بالحنفية والتنظيف فى الحمام |
Ana su borusuna bakın. Tamamen farklı bir yerden evin içine giriyor. | Open Subtitles | انظري، انبوب الماء الرئيسي انه يدخل الى المنزل من مكان مختلف تماما |
Birkaç ay önce kalbi tekledi bu yüzden onu tüple beslemekle tehdit ettim dün. | Open Subtitles | قلبها اصبح ضعيفاً مرة واحدة منذ اشهر قليلة وبسبب هذا قد هددتها باطعامها بالقوة عن طريق انبوب |
Burt Bacharach plays his hits... 1 isveç yapımı penis büyütücü pompa... | Open Subtitles | يعزف افضل ماقدم من موسيقى انبوب مُكبر للقضيب سويدي الصنع |
Tam olarak ne arıyoruz? Projeler. Tıpkı posterler gibi bir tüpün içine sarılmış olmalılar. | Open Subtitles | المخططات، ويجب ان تكون ملفوفة في انبوب مثل الملصقات |
Boruyla daha çok öfke açığa çıkardı. | Open Subtitles | لقد اخرج المزيد من الغضب بأستخدام انبوب |
Daha önce gittiğim yolda giderim, kilerin oradan çamaşır kanalına orada durmuştum. | Open Subtitles | إذاً، سأذهب بالطريقة التي فعلتها مسبقاً، خلال القبو حتى انبوب التنظيف ممايضعنيهنا... |