Art sırtındaki bir adam, dikkatini hem atına, hem silahına verir. | Open Subtitles | على الرجل الذي يمتطي الجواد أن يوزع انتباهه على حصانه ومسدسه |
dikkatini çekmek istedim sadece. Ama nasılsa kafasının tam arkasına çarpıyor. | Open Subtitles | كنت أقصد استرعاء انتباهه فحسب، وبطريقة ما صدمته بمؤخرة رأسه تماماً |
Bu günlerde onun dikkatini çekmem için polis taramasına falan girmem gerek. | Open Subtitles | الطريقه الوحيده لجذب انتباهه هذه الايام سيكون عن طريق الماسح الضوئي للشرطه |
Ancak fikir şu, kişinin ilgisini bir kez çekince, artık daha fazla ilgilenmiyor ve dikkatini çekecek başka bir kişiyi aramaya başlıyor. | TED | لكن الفكرة هي أنه عندما يحصل على انتباه الشخص، يفقد الاهتمام، و يبدأ بالبحث عن الشخص التالي لجذب انتباهه. |
Yemek yemeye olan ihtiyacı ve çeşitli eğlenceler sayesinde dikkatini çekmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | إني أحاول الحفاظ على انتباهه بعدد من التسالي المرتبطة بحاجته للطعام |
Onun şatosuna yüzeceğim. dikkatini çekmeye çalışacağım. | Open Subtitles | سأسبح إلى القلعة, ثم سيظهر فلوندر أمامه لجذب انتباهه.. |
Ama bağrışmalar dikkatini dağıttı ne olduğuna bakmak için döndüğü anda sıvıştım. | Open Subtitles | صُراخ الرجل شتت انتباهه وحين التفت ليرى مابحصل، هربت |
dikkatini çektin. | Open Subtitles | ولماذا يركز معي انا فقط؟ انت اثرت انتباهه. |
Utangaç gülümsemelerle dikkatini dağıtabilirim ve ona para ve malla rüşvet önerebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أصرف انتباهه بابتسامة مني وأرشيه بالمال والسلع |
Baker, Kate'leydi. Michelle dikkatini dağıttı. | Open Subtitles | باكر كان يراقب كايت عندما صرفت ميشيل انتباهه |
Siz dikkatini dağıtın, ben ona gizlice vurup arabaya koyacağım. | Open Subtitles | انتم تلفتوا انتباهه بينما اتسحب خلفه... ثم سأوقعه فى الناقلة... |
dikkatini çekmek için çok zaman harcadın. "Harika Kadın" gibi giyindin. | Open Subtitles | . لقد قضيتى فترة طويلة تحاولين جذب انتباهه . أنا أعنى , أنكى تزينتى كإمراة رائعة |
dikkatini dağıtma. Senin yüzünden rüyalar denizinde kaybolacağız. | Open Subtitles | لا تصرفى انتباهه إنك تشتتينه يمكن أن نضيع فى بحر الأحلام |
Bu durum tam dikkatini gerektiriyor. | Open Subtitles | تتطلب هذه الحاله انتباهه الكامل انظر يجب ان استشيره اولاً |
Bu aşamada, dikkatini çeken ilk şeye saldıracaktır. | Open Subtitles | فى تلك المرحلة، سيهاجم اول شىء يجذب انتباهه |
Şimdi ben onun dikkatini başka yere çektiğimde oraya fırlayın tamam mı? Tamam. | Open Subtitles | تذهبان إليه بسرعة عندما أشتت انتباهه, اتفقنا؟ |
Ancak şu anda dikkatini çekirgeden yuvasına taşıyabileceği kadar küçük bir parça koparmaya odaklamış. | Open Subtitles | لكنه الآن يصرف إنتباهه , جندب لكي يلفت انتباهه صغير بما فيه الكفاية لإعادته الى البيت. |
Katil balinalardan biri dikkatini dağıtırken öteki yumuşak karnına vuruyor. | Open Subtitles | يقوم حوت بصرف انتباهه بينما يقوم الآخر بضرب جانبه السفلي الناعم |
"Fatih" olarak nam saldıktan sonra, Aristo'nun eski öğrencisi, ismini verdiği şehirde bilgi imparatorluğu kurmak için bütün ilgisini İskenderiye'ye verdi. | TED | بعد تعيين نفسه فاتحاً، حوّل الطالب السابق لأرسطو انتباهه لبناء إمبراطورية من المعرفة مقرها في مدينة تحمل اسمه. |
O taksi geçip gitmedi ve o şoförün bir anlığına dikkati dağıldı... | Open Subtitles | سيّارة الأجرة لم تمرّ بسلام وذلك السائق قد تشتت انتباهه للحظة |
Göz göze gelişiniz ve ıslık çalışı hakkında ipe sapa gelmez hikayelerinle sen de onun kadar kötüydün. | Open Subtitles | و أنتِ بمثل سوئه بقصصك عن الديك و الثور و عن جذب انتباهه بينما هو يصفر |