Senin görevinin dünyayı kurtarmak olduğunu biliyorum ve biraz fırsatçı gözükebilirim, ama bilirsin, hırsızdan bir şey çalmak tam olarak hırsızlık değildir. | Open Subtitles | أنا أقدر مهمتك بإنقاذ العالم ومن المحتمل بأن أكون انتهازية. لكن, أتعلم بأن السرقة من سارق ليست سرقة. |
Amerikan topraklarında çalışan Mossad'lı bir fırsatçı. | Open Subtitles | عميلة موساد انتهازية تعمل على أرض أمريكية. |
fırsatçı olmasaydım 13 sene çifte ajanlığı sürdüremezdim. | Open Subtitles | لم أكن أستطع العمل كعميلة مزدوجة لـ 13 سنة دون أن أكون انتهازية |
Yedi çapraz: "Operada dönenler". Beş harfli. | Open Subtitles | التقاطع السابع " انتهازية الاوبرا " من خمسة احرف |
Her ne kadar ahmakça bir fırsatçılık örneği olsa da. | Open Subtitles | فى انتهازية ،فجة،دنائة هذة نوع من الطرق. بالتاكيد. |
Burası çok güzel bir adadır, ama fırsatçı ve güvenilmez partiler ile herkes kendini daha iyi duruma getirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | انها جزيرة رائعة ولكن مع نزعة انتهازية وحفلات مريبة الجميع يحاول صنع |
O yüzden senin tanımın kibar kelimeyle fırsatçı oluyor. | Open Subtitles | لذا أظن أن الوصف المهذب لذلك هو "انتهازية". |
Ben de öyle düşünüyorum. İrina bir fırsatçı. | Open Subtitles | أنا أعتمد على ذلك "أيرينا" انتهازية |
Kendisi bir fırsatçı. | Open Subtitles | إنها انتهازية قد أتت متأخرة |
fırsatçı gibi gözükebilirim. | Open Subtitles | ربما يبدو الأمر كأنه انتهازية |
Yedi çapraz: "Operada dönenler". | Open Subtitles | التقاطع السابع " انتهازية الاوبرا " |
Bu saçamalık. Bu fırsatçılık, hem de en kötüsü. | Open Subtitles | ذك شرطي خارج ،، إنها انتهازية في أسوأها |