Ama günün sonu geldiğinde, bundan daha iyisini hak ediyorsun. | Open Subtitles | ولكن فى نهاية اليوم ، انت تستحق أكثر من هذا |
Rufio'yu öldürdün. Çocuklarımı kaçırdın. Ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت قتلت روفيو ، و خطفت اطفالى انت تستحق الموت |
Birincisi, barda birinci olmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | اولا,انت تستحق ان تصنف رقم واحد في هذه الحانة. |
Bunu hak ettin ama hâlâ benim küçük oğlumsun. | Open Subtitles | حسناً, انت تستحق ذلك ولكنك ما زلت ابني الصغير |
Götüreceğine söz verdim. Her neyse, dışarıda bir geceyi hakkettin. | Open Subtitles | لقد و عدتهم بأنك ستفعل على اى حال , انت تستحق ليله نقضيها بالخارج |
Saçmalık. Arada bir şımartılmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | اوه.هذا جنون.انت تستحق انت تكون مدلالاً قليلاً |
Tabi.Yönetim seviyesindeki önemli bir pozisyonda bir şansı hak ediyorsun ki bu pozisyonda yönetimdeki yeteneğinden faydalanabilirler. | Open Subtitles | بالطبع ,انت تستحق دفعة في وظيفة ادارية هامة وان تستخدم بشكل كامل مهاراتك التنفيذية |
Hani şu sorduğun sorular var ya cevaplarını bilmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | هذه الأسئلة التي كنت تطرحها انت تستحق اجوبة لها |
Senin için özel olanı bulmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت تستحق ان تجد الشخص المناسب لك |
Dobra dobra konuşmamı hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت تستحق ان اخبرك الحقيقة بدون مجاملة |
- Sen de benim kadar hak ediyorsun. | Open Subtitles | حسنا انت تستحق ما انا استحقه ايضا |
Sonra biri, sanırım O'Hagan "Terfiyi hak ediyorsun." dedi. | Open Subtitles | استمر بذلك وبعد ذلك شخص ما قال، أعتقد بأنه ((أوهاجين))، قال - ((فوستر)) انت تستحق ترقية |
Simone'dan daha iyisini hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت تستحق من هو افضل من سيمون |
Başına gelen her şeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت تستحق كل شىء يحدث لك |
Başına gelen her şeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت تستحق كل شىء يحدث لك |
Bu fırsatı hak ediyorsun, Santiago. | Open Subtitles | انت تستحق هذه الفرصة سانتياغو |
Daha uzun olmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت تستحق ان تكون أطوّل |
Övgüyü hak ettin. | Open Subtitles | انت تستحق الثناء |
Bir içkiyi hak ettin. | Open Subtitles | انت تستحق مشروبا |
Bugün çifte mesai yaptığın için birkaç tane birayı hakkettin bence. | Open Subtitles | انت تستحق بعض الشراب لكل ما فعلته اليوم |