Zeki bir muhabirin çelişkiye parmak basağını biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم بأن بعض المراسلين سوف يشيرون الى هذا التناقض |
Onun gerçek virüs olmadığını biliyorsun, onu öldüremezdim. | Open Subtitles | انت تعلم بأن ذلك لم يكن فيروس حقيقي, لذلك لم اتمكن من قتله. |
Duyguların gölge düşürdüğü bir idarenin bizi taktik açıdan aleyhimize olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم بأن هذه التصرفات يمكن اختراقها بواسطة العواطف تضعنا بوضع غير صحيح تكتيكيا |
Özgür iradenin beni daha iyi bir asker yapacağını biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم بأن الحرية ستجعل منى جندية افضل |
Sen de gayet iyi biliyorsun bunun temel ihtiyaçlarla alakası yok. | Open Subtitles | انت تعلم بأن هذا لادخل فيه في الحاجات الاساسية |
Ayrılıkla boşanma arasında büyük fark var, biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم بأن هناك فرق بين الانفصال والطلاق |
Hem Freud'u reddettiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | مهلاً, انت تعلم بأن رفضت فرويد |
Bunun ne anlama geldiğini bilmediğimizi biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم بأن نحن لا نعلم ماذا يعني ذلك |
Bunun ofis malzemeleri için olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انت تعلم بأن هذه مؤن المكتب , صحيح ؟ |
Kalbimin zayıf olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | بحقك يا رجل انت تعلم بأن لدي قلب سيء |
Juji'nin gerçekten ölmediğini biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | انت تعلم بأن جوجي ليس ميتاً ؟ |