İnsanlık dışı. Birinin ölmesine izin verilirse, iğne yaparsın, acısız ve çabuk biter. | Open Subtitles | أنه أمر غير انساني ، اذا أراد الشخص الموت اذاً أحقنه ،هذا اقل ألماً و سريع.. |
Yapma dostum, ciddi ol. O dediğin hiçbir erkeğin yapamayacağı insanlık dışı bir kendine hâkimiyet gerektirir. | Open Subtitles | بحقك يا رجل، هذا يتطلب تصرف غير انساني ليس هناك رجل قادر على فعله |
Hala insan olduğunu görmek güzel. Çok sevimli, değil mi? - Kim? | Open Subtitles | انا مسرور بانك تتمتع بجانب انساني هي لطيفة , اليس كذلك ؟ |
yani, onları bir nevi yan aynanızda görebilirsiniz, bu şekilde ufak da olsa bir insan etkileşimi yarattık. | TED | يمكنك أن تراهم عن طريق مرآتك الخلفية، فهي قد خلقت تفاعل انساني بسيط. |
Biraz kaba kuvvet uygulamam onu bu tükenmiş ruhların kolonisi içerisinde sokaklarda bırakmamdan daha insancıl olmaz mı? | Open Subtitles | لا أود ان أكون لاوٍ لذراعه و انساني أكثر من ان اتركه هُنا في الشارع.. في مستعمرة للأرواح المُنكسرة العاجزة؟ |
İnsancıl, hızlı Ve acısız bir ölüm için | Open Subtitles | عندها سيكون هذا انساني و سريع و بلا ألم يرحل |
Kanıt kaybetmek, sinsilik değil ki, insanî bir hata. | Open Subtitles | فقدان دليل ليس شئ نتستر عليه انه فقط خطأ انساني |
Gerçekleştirilmesi çok zor olan bu küçük hayallerin küresel ölçekte insani fayda üreteceğine yürekten inanıyorum. | TED | و أنا حقا, أؤمن في قوة القصص الصغيرة, لأنه صعب جدا أن تقوم بعمل انساني على مقياس عالمي. |
Ve bir atı o şekilde yarıştırmak insanlık dışıdır. | Open Subtitles | وجعل حصان يتنافس كذلك سيكون غير انساني |
ve bir insan tarafından geliştirilen en insanlık dışı işkence... | Open Subtitles | والأكثر من هذا، التعذيب اللا انساني ...المنصوح للرجال |
İnsanlık dışı bir sefalet çekiyorlar. | Open Subtitles | وهذا يجعل وجودك غير انساني |
Artık daha fazla hayat harcamayalım. Çünkü yeteneklerin böylesine büyük gelişimlere açık olduğunu öğrendiğimizde, çocukların, tüm çocukların, o gelişmeyi yaratacak yerlerde, "henüz"lerle dolu yerlerde yaşamaları temel insanlık hakkı haline geliyor. | TED | (ضحك) هيا لا نضيع اي اعمار أكثر، لأنه متى علمنا ان القدرات قابلة للتطور، يصبح هذا حق اساسي انساني للاطفال، لكل الاطفال، ليعيشوا في أماكن تخلق هذا التطور، للعيش في أماكن مليئة بـ "ليس بعد". |
İnsan olmayan bir şeyle ilişkide olmayı seviyoruz. Ve bu bizim için çok derinden önemli. | TED | نحب ان نبقى على اتصال بشيء غير انساني . و هذا الامر مهم جدا بالنسبة الينا. |
Cömert olduğun için teşekkürler. O insan, sen de ilahisin. | Open Subtitles | حسناً شكراً على كرمك المبالغ انه انساني وانت مقدس |
Hastalık ve savaşı ortadan kaldıran , bizi insan gibi düşünmeye sevkeden adama ... 4400 yeteneklerini herkese sundu ve hepimizin yaşamı daha iyi bir hal aldı. | Open Subtitles | رجل هزم المرض و الحرب و غير تفكيرنا لما هو انساني لقد جعل قدرات ال 4400 متوفرة لكل الناس |
Bu hücreleri canlı hayvanların insancıl bir biçimde hasat ediyoruz | Open Subtitles | نحن نحصُد تلك الخلايا بشكلٍ انساني من حيوانات حيّة |
Ayrıca, bizim insancıl bir sosyalizmimiz var. | Open Subtitles | بجانب أن اشتراكيتنا لها جانب انساني |
Mesela o biraz daha insancıl. | Open Subtitles | -حسنًا، هذا تصرف انساني نسبيًا |
Yapacak en insanî şeyin bu olduğunu düşündük. | Open Subtitles | أعتقد أنه شعور انساني كما تسميه |
Herif herhangi bir insani durumu poker oyununa çevirebilirdi. | Open Subtitles | هذا الشخص يمكنه قلب أي وضع انساني إلى لعبة بوكر |
Robotlar içimizdeki derin insani duyguya dokunuyorlar. | TED | الروبوتات تلمس شيء انساني عميقا داخلنا |