Sizi beklettiğim için üzgünün, beyler. Biraz meşguldüm. | Open Subtitles | آسف على انتظاركم طويلاَ لقد انشغلت قليلاَ |
Eşcinsel dostumla öyle meşguldüm ki eşcinsel kocamı unutmuştum. | Open Subtitles | انشغلت بصديقي الشاذ لدرجة أن نسيت زوجي الشاذ |
Kitty, sen tırnaklarını parlatır ve İnternet'ten kürk manto sipariş ederken ben evrenin en gelişmiş uygarlıklarından birinin sırlarını çözmekle meşguldüm. | Open Subtitles | -كيتي ، بينما كنت تقلمين أظافرك تشترين معاطف فرو عبر الإنترنت انشغلت في كشف أسرار احدى الثقافات الأكثر تقدما في العالم |
Özellikle senin çok meşgul olduğun son birkaç yıl. | Open Subtitles | خاصةً في سنواته الأخيرة عندما انشغلت أنت |
General Slater'la konuşmaya dalmışım. Subay lokalinde karşılaştık da. | Open Subtitles | انشغلت مع جنرال سلاتر صادفته في نادي الضباط |
Yani, alternatif gerçeklikler arasında koşuşturmakla çok meşguldün birlikte vakit geçirme şansınız olmadı pek. | Open Subtitles | لقد انشغلت بالركض بين الأبعاد ولم تحظيا بفرصة قضاء الوقت معًا |
Baksana, işim başımdan aşkın ve bitirmem için geç saate kadar kalmam gerekiyor. | Open Subtitles | اسمع لقد انشغلت جداً بالعمل هنا والشيء الوحيد الذي يريحني هو ان ابقى لوقت متأخر |
Üzgünüm. İstediğim şeye o kadar daldım ki bunun senin için ne kadar garip olduğunu unuttum. | Open Subtitles | أنا آسفة أني انشغلت بما أريده حتى نسيت كيف أن ذلك غريب عليك. |
Sanırım çok yoğundum. | Open Subtitles | اعتقد اننى انشغلت |
Seni arayacaktım. Bir vaka yüzünden meşguldüm. | Open Subtitles | كنت سأرد على اتصالك لقد انشغلت بقضية فقط |
Hiç bakmadım, çünkü seninle dünyayı dolaşmakla meşguldüm. | Open Subtitles | لم أكُن حاضرة لتلقّيهم، لأنّي انشغلت بالسفر حول العالم معك. |
Kazançlı bir iş için dünkü gazeteye bakmakla meşguldüm. | Open Subtitles | ...لقد انشغلت انظُر إلى صفحة الوظائف لصحيفة الأمس |
Bir askerin hırsızlık girişimiyle meşguldüm. | Open Subtitles | انشغلت بقضية سرقة سلاح بالإكراه |
Ama diğer işlerle deli gibi meşguldüm. | Open Subtitles | لكن انشغلت بأمور أخرى بشكل مجنون |
Pardon, ders çalışmakla meşguldüm. | Open Subtitles | متأسف, لقد انشغلت جداً في الدراسة. |
Çok meşguldüm fakat harika bir gün geçirdik. | Open Subtitles | انشغلت كثيراً لكننا قضينا وقتاً رائعاً |
Özellikle senin çok meşgul olduğun son birkaç yıl boyunca. | Open Subtitles | خاصةً في سنواته الأخيرة عندما انشغلت أنت |
Kendi satranç tahtama bakmakla çok meşgul olunca bunun bir parçası olduğumu unuttum. | Open Subtitles | انشغلت كثيرا بالنظر الى لوح الشطرنج خاصتى لدرجه أنى نسيت أن أكون جزء منه |
Sana yardım etmeye çalışmak için çok meşgul olan bendim, baban değil. | Open Subtitles | لأنني انشغلت بمحاولة مساعدتكِ أنتِ وليس مساعدة والدكِ |
Muhabbete o kadar dalmışım ki herkesin yemeğini süpürdüğümün farkına varamadım. | Open Subtitles | لقد انشغلت بالمحادثة و نسيت اننى اخذت طعام الجميع |
Ya da başka ölülere.. ..saygısızlık etmekle meşguldün. | Open Subtitles | أم أنّك انشغلت في تقديس مزيد من الموتى؟ |
- Gelmek istedim ama işim çıktı. | Open Subtitles | نعم كنت اريد الحظور لكن انشغلت |
Kitabıma öyle çok daldım ki hayatımdaki en önemli kişiyi ihmal ettim. | Open Subtitles | لقد انشغلت حقًا بكتابي وأهملت أهم شخص بالنسبة لي |
Çok yoğundum. | Open Subtitles | لقد انشغلت للغاية |
Hayır, çıkaracaktım ama şu Deli Mike reklamı çıktı ve beni içine çekti. | Open Subtitles | لا، كنت سأقـــوم بذلك، لـكــن إعلان مايك المجنون كان معروض، وقد انشغلت به. |
bugün kendimi kaybettim, ama belki biz... bak, Sarah eve döndüğü günden beri, geçmişe dönüyorsun. | Open Subtitles | لقد انشغلت اليوم منذ عودة سارة للمنزل وحالتك تتدهور |