"انظر إليه" - Translation from Arabic to Turkish

• Şuna bak
• Ona bak
• Şuna baksana
• Bak ona
• Baksana ona
• Şuna bakın
• onu kontrol
• Şuna bir bak

Şuna bak. Sanki bütün geceyi benimle geçirmemiş gibi ...
انظر إليه انا لااطلب منه ان يقضي الليلة كلها معي

Şuna bak azametle etrafta yürüyor. Aynı kümesin horozu gibi. Sana söylüyorum.
انظر إليه يتجول بالأنحاء وكأنه ديك الحضيرة

Ona bak! Onu o kadar çok kez tamir ettin ki, geride insan namına bir şey kalmadı.
انظر إليه كم مره صلحته حتى لم يبقى فيه جزء بشري

Ona bak. Bu bir oğlan. Jaret'in yaptıklarını nasıl yapabilir?
انظر إليه انه مجرد فتى كيف يمكنه أن يفعل مافعله جاريت؟

Belli ki çok fazla, Şuna baksana.
كم أعطيتِه من نقود؟ من الواضح أنه أكثر مما يستحقه انظر إليه

Sana eziyet ediyorum, sınıyorum! Bak ona!
أنا الذي أستفزّك, أختبرك انظر إليه

Ona baksana. Ona bak, Ona bak.
انظر إليه , انظر إليه انظر إليه

Şuna bak, Subaru'yu nasıl yönlendiriyor. Ve bu adam bir kız arkadaş bulamıyor. Hiçbir anlam veremiyorum buna.
انظر إليه يوجه تلك السيارة ، ومع ذلك لا يمكنه العثور على فتاة ، لا أفهم هذا

Bunun niye bu kadar popüler olduğunu şşimdi anladım. Şuna bak ya!
بدأت افهم لماذا هو مشهور انظر إليه

Şuna bak bize bakmamaya çalışıyor.
انظر إليه وهو يحاول ألا ينظر إلينا

Oğlum, Şuna bak. Şuna bir bak.
أوه، يا رجل، انظر إلى هذا انظر إليه

Şuna bak. Abercrombie şimdi de insan üretiyor sanki.
انظر إليه وكأن "آبركرومبى" يصنعون البشر الآن

Şuna bak, evinin her yanına iyice yayıyor. Rezalet.
انظر إليه ينشر الريح في منزلك هذا مخزي

- Ona bak! Şu yüzüne bak! Hadi!
انظر إليه , انظر لذلك الوجهه هيا

Ona bak adamım. Sadece Ona bak.
انظر إليه، يا رجل انظر إليه فحسب

Seni selamladığında, bir saniye Ona bak.
عندما يكلمك ، انظر إليه لحظة

Şuna baksana. Öylece takılıyor. Başına geleceklerden bihaber.
انظر إليه فحسب، يتجوّل بالمكان، لا يعلم حتى ما سيحدث له.

Şuna baksana. Kriz geçiriyor.
فقط انظر إليه إنه يستشيط غضباً

- Baksana ona be. Gözlerine bak.
انظر إليه ، إلى عينيه

Şuna bakın, gençlerle boy ölçüşerek, şu tatlı kızın önünde sarkmış kaslarını zorluyor ve gösteriş yapmaya çalışıyor.
فقط انظر إليه ! يقيس قوته بقوة الشباب إنه يجهد عضلاته المترهلة للتباهي أمام تلك البنت اللطيفة

Eğer durumu yoksa, onu kontrol etmiyorum
لو لم يكن أن يكون صلباً فلن انظر إليه

Şuna bir bak, orada oturup sanki bunu hiç yapmıyormuş gibi davranıyor.
انظر إليه جالساً هناك وكأنهم لا يقومون بهذا الهراء كلّ يوم