Benim için sorun değil dostum, zaten buraya geldiğimden beri eğlenemiyorum. | Open Subtitles | هذا مضحك بالنسبه لي حتى انني لم اقضي وقتا ممتعا هنا |
Benim için sorun değil dostum, zaten buraya geldiğimden beri eğlenemiyorum. | Open Subtitles | هذا مضحك بالنسبه لي حتى انني لم اقضي وقتا ممتعا هنا |
Unutmadığımı, hala araştırdığımı söylemek için her yıl onları ararım. | Open Subtitles | كل عام اتصل لأخبرهم انني لم انسى ما زلت ابحث |
Sorun şu ki! Onunlayken tam anlamıyla hiç eğlenemedim. Seninle eğlendiğim gibi! | Open Subtitles | الشيء المؤكد انه , انني لم استمتع معه ليس كما استمتعت معك |
hiç bir zaman bu konular üzerinde babamla bile konuşmadım. | Open Subtitles | انني لم أتحدث أبدا عن هذه الأشياء حتى مع أبي. |
Şu kadarını söyleyebilirim ki, onsuz ben bu işi yapamazdım. | Open Subtitles | يكفي القول , انني لم أكن لأقوم بهذا العمل بدونها |
Chuck ne Paris ne de bu operasyon için hazır. | Open Subtitles | وهذا هو السبب انني لم اخبره تشاك غير مستعد لباريس |
Rüyada olmadığımdan emin olmak için elimi pantolonun içine atıyordum falan. | Open Subtitles | جاعلاً يدي تندس بين ساقي كي اتأكد انني لم اكن احلم |
Kurbanlarımı yaşımak için hiçbir zaman tuz varili kullanmamam dışında. | Open Subtitles | عدا انني لم استخدم برميل الملح قط . لأنقل ضحاياي |
İlginç olan kısım insanlar çocuk istemediğim için kendimi işe adadığımı sanıyor. | Open Subtitles | نعم.. انه شيء يؤرق التفكير معظم الناس يعتقدون انني لم ارد الاطفال |
Görebiliyor musunuz bilmiyorum, fakat kablolar için bir t bir yalıtım yapamadım. | TED | لا ادرك ان كنت تستطيع ان ترى .. انني لم اتمكن من صنع عوازل الاسلاك |
Ancak şunu iyi biliyorum, başarısızlık için yaratılmadım. Şunu da iyi biliyorum, bu uğultuyu seviyorum | TED | أعلم انني لم أخلق للفشل، وأعلم أيضاً أنني أحب الطنين. |
Ancak kendime gelince, bu taslağı hiçbir zaman sunmayacak olduğumu için çok mahçuptum. | TED | ويجب ان اذكر انني كنت محرجاً لانني قمت بذلك لدرجة انني لم اقدم هذا الاصدار |
- Senin için hiç bir şey yapmadığımı söyleme. - Ne, pasta yok mu? | Open Subtitles | لا تقل انني لم افعل شيئا لك ماذا، لا حلوى؟ |
Daha çok nemlendirici ruj hakkında düşündüm hiç ruj kullanmamıştım... | Open Subtitles | في الغالب ما فكّرتُ به هو أحمر الشفاه المرطّب بالرغم من انني لم اضعه على شفاهي |
Bay Taransky, ikimiz de siz olmasaydınız bir hiç olacağımı biliyoruz. | Open Subtitles | مستر تارانسكي نحن سويا نعلم انني لم اكن شيئا بدونك |
Ve şimdi ona hiç elimi kaldırmamış olmayı dilemekten başka bir şey yapmıyorum. | Open Subtitles | الأن لا أتوقف عن التمني انني لم أمد يدي عليه |
Ben üzgünüm, biliyorsun. Böyle olmasını hiç istemedim. | Open Subtitles | انا اسف , انت تعلم انني لم اكن اريد هذا لك |
İyi vakit geçirmekle o kadar meşguldüm ki, fark edememişim. | Open Subtitles | لقد كنت مشغولة بقضاء وقت ممتع لدرجة انني لم الاحظ |
Öylesine altüst etti ki, o andan itibaren senden başka bir şey düşünemez oldum. | Open Subtitles | لدرجة انني لم اكن قادرا على التفكير بأحد سواك منذ تلك اللحظة. |
Ona de ki, onu buraya tıkmak istememiştim... ama hayatını kurtarabilmem için tek yol buydu. | Open Subtitles | اخبرها عني انني لم اقصد ان اوقعها في الفخ و لكنها كانت الطريقة الوحيدة التي استطيع بها انقاذ حياتها |