Bir otoyolda olmak yeterince kötü zaten, peki havada olmak nasıl olacak? | TED | انها سيئة بما فيه الكفاية على الطريق السريع, مالذي سيتغيّره كوننا في الهواء؟ |
- Kendi annene bunu demen yeterince kötü zaten. | Open Subtitles | انها سيئة بما فيه الكفاية استدعاء الأم الخاصة بك ذلك. |
Yılbaşı gecesinde çalışıyor olmamız yeterince kötü zaten. | Open Subtitles | انها سيئة بما فيه الكفاية أن نعمل ليلة رأس السنة الميلادية الجديدة. |
Bu hapisanede kapana kısılmış olmamız Çok kötü. | Open Subtitles | انها سيئة للغاية نحن عالقون في هذا السجن. |
Cole'un gelip de bakamaması Çok kötü. | Open Subtitles | انها سيئة للغاية لا يمكن كول التحقق من ذلك. |
- O kadar kötü olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | , نعم , لا اعتقد انها سيئة للغاية. الرجل : |
Buranın da kötü olduğunu duydum. | Open Subtitles | و سمعت انها سيئة هنا |
Ta buralara kadar araba sürmek yeterince kötü zaten. | Open Subtitles | انها سيئة بما فيه الكفاية .. تجعليني اقود الى هنا |
Ona Çok kötü göründüğünü söyledim, ama o havalı ve eski moda olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لقد حاولت ان اخبرة انها سيئة لكنة يعتقد انها جيدة و تتماشى على الموضة |
Yunus eğitmeni olmak için sabırsızlanıyorum, onlara Çok kötü davranıyorlar. | Open Subtitles | لا استطيع الانتظار للحصول على الدلافين التدريب المهني، على الرغم من انها سيئة كيف انهم المعالجة. |
Ama Çok kötü olduğunu düşünmüyorum, ama P-90'ım bozuldu. | Open Subtitles | لكني لا اعتقد انها سيئة للغاية لكن سلاحي (بي_90) خارج المعركة |
Ben her zaman kötü olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أود أن أقول انها سيئة دائما. |