"انهم يعتقدون" - Translation from Arabic to Turkish

    • düşünüyorlar
        
    • sanıyorlar
        
    • inanıyorlar
        
    Bu soygunları benim yaptığımı düşünüyorlar, değil mi? Open Subtitles انهم يعتقدون انى مسئول عن هذه السرقات , أليس كذلك ؟
    Sanki kutsal bir hakla istedikleri herşeyi alabilirlermiş gibi düşünüyorlar. Open Subtitles انهم يعتقدون أن بامكانهم أن ينالوا كل شيء و ان هذا من حقهم
    - İncinmişler. Hoşlanmadığını düşünüyorlar. Open Subtitles الصبية مستاءون، انهم يعتقدون انك لا تحبهم
    Evet. Artık onların dostu olduğunu sanıyorlar, intikamını alman için mükemmel bir fırsat. Open Subtitles صحيح ،وبما انهم يعتقدون انك صديقتهم فهوالوقت المناسب للتنتقمي منهم
    Sonsuz yaşamın ölülerin iç organlarında bulunduğuna inanıyorlar. Open Subtitles انهم يعتقدون قوة الحياة الأبدية وقد وجدت في الأعضاء الداخلية من بين الأموات.
    Seninle her fırsatta aşk yaptığımızı düşünüyorlar. Open Subtitles اكنت تعرفين انهم يعتقدون اننا نمارس الحب طول الوقت؟
    Birisin odasına girip ve zehri uyku ilacının içine koyduğunu düşünüyorlar. Open Subtitles انهم يعتقدون أن احداً ما دخل إلى غرفتها و وضع السم بدل المنوم
    Tersini düşünüyorlar. Open Subtitles انهم يعتقدون انك تفعل ويعتقدوا أنه يجب أن يُطلق عليك النار
    Neuville'den nasıl gelecek peki? Hava operasyonundaki isabetsiz inişlerden biridir diye düşünüyorlar. Open Subtitles انهم يعتقدون أنه أحد الذين فقدوا فى الأسقاط الجوى الفاشل
    Meme filmi çekildi ve küçük olduğunu düşünüyorlar, bu iyi bir şey. Open Subtitles مجرد أن هناك خلايا السرطان وكان لي الماموجرام. انهم يعتقدون أنها صغيرة، وهي علامة جيدة.
    Onlar herhalde uyurken saldıracağımızı düşünüyorlar. Open Subtitles انهم يعتقدون اننا سنهاجمهم لو ناموا فى نفس الوقت
    Kendilerinin daha iyi olduğunu düşünüyorlar, çünkü onlar savaşçı. Open Subtitles انهم يعتقدون أنهم أفضل منا لانهم مهيئون للقتال
    Bebekle ilgili bir sorun olduğunu düşünüyorlar. Open Subtitles .انهم يعتقدون انه توجد مشكلة بخصوص الطفل
    Bombayı imha edip alarmı devre dışı bırakabileceklerini düşünüyorlar. Open Subtitles انهم يعتقدون انهم يستطيعون نزع الفتيل ومراوغة الانذار
    Peter'ın, yargıç üzerinde etkisi olduğunu düşünüyorlar. Open Subtitles انهم يعتقدون ان بيتر لديه القاضي في جيبه
    İşinizin, sahte kimlik satmak için bir tezgâh olduğunu düşünüyorlar. Open Subtitles انهم يعتقدون انك تعمل كواجهه لبيع الهويات المسروقة
    Onları yine çıldırttığımı sanıyorlar. Open Subtitles انهم يعتقدون اننى اشتمهم بالاصبع مرة اخرى
    Bir avuç evsiz uyuşturucu müptelası olduğumuzu sanıyorlar. Open Subtitles انهم يعتقدون اننا حفنة من مدمني بلا ماوى.
    Yani, gerçekten onlara değer verdiğini sanıyorlar. Open Subtitles حسنا، انهم يعتقدون فعلا أن كنت تعطي يمارس الجنس مع عنهم.
    Artık bu finali alabileceklerine gerçekten inanıyorlar. Open Subtitles البرنابيو يهتز انهم يعتقدون انه بامكانهم الفوز باللقاء الان
    - Rızası dışında tutulduğuna inanıyorlar ve güvenli bir şekilde dönmesi için yalvarıyorlar. Open Subtitles ‫انهم يعتقدون أنها حُبست ‫ضد إرادتها ‫وينشدون عودتها سالمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more