"انهم يقولون" - Translation from Arabic to Turkish

• derler
• söylüyorlar
• diyorlar
• söylerler
• söylediler

Bilirsiniz, New York en iyi pizzaya sahiptir derler, ve ben de hep Los Angeles' taki pizzaların eh işte olduğunu düşünürdüm, ama kim bilebilirdi,
انت تعرف , انهم يقولون ان افضل بيتزا هنا فى نيويورك وقد ظننت دائما ان البيتزا فى لوس انجلوس جيدة ولكن من اعتقد ذلك ؟

Niyetiniz onu ahmaklar cehennemine göndermekse Hani derler ya.
لو كنت ستقودها الى جنة الاغبياء أيتها المربية ششش ، انهم يقولون نعم

Yaş ilerledikçe her şey küçülür derler.
اجل , حسنا , انهم يقولون ان كل شئ يضيق مع تقادم السن

Bunun mantıklı bir açıklaması olduğunu söylüyorlar ama gerçekten yardımına ihtiyaçları var.
انهم يقولون ان هناك تفسير منطقى , ولكنهم يريدون مساعدتك

Sandukanin milli servet oldugunu söylüyorlar, iade edilmesini istiyorlar.
انهم يقولون أن السفينة تعد كنز وطني ويريدون عودته

diyorlar ki sen İngiltere'nin gelecek kralıyla çıkan Amerikan bir kahve bulaşıkçısıymışsın.
انهم يقولون انت الأمريكية القهوة الشطف الذي يعود الملك القادم من انجلترا.

Peygamberin çıplak ayakla dolaştığını söylerler farklı yollardan gitmiş olmalı.
انهم يقولون بأن الرسول قد سار حافياً لكن لابد و أنه كان طريقا ذو طبيعة مختلفة

Patlayıcı dahisi olduğunu söylediler. Kanıtlamaya başla!
انهم يقولون انك عبقرى فى المتفجرات.برهن على ذلك

Yani derler ki elbise oldu mu gerisi kolay.
انهم يقولون ان كل شيء ينسى بعد شراء الفستان

derler ki saçlar, insanların hatıralarıyla hayatta kalır...
انهم يقولون ان الشعر يعيش على ذكريات الناس

derler ki, başlamak için en iyi yer başlangıçtır.
انهم يقولون افضل مكان للتقدم هو فى المقدمة.

derler ki bu tür bir estetik ameliyatı bir kere yaptırdıktan sonra, o kadar acı veriyormuş ki, çoğu kişi ikinci kere bıçak altına yatamıyormuş.
انهم يقولون مع هذا النوع من عمليات التجميل بعد ان تنهتى منها مره سيكون من المؤلم جدا

Bazı köpekler sahiplerine benzer derler.
انهم يقولون ان بعض الناس يشبهون كلابهم ايضا

Bu yöne gelen bir uzay gemisi olduğunu söylüyorlar. O zaman biz de gitsek iyi olur.
انهم يقولون هناك سفينة موجهة في هذا الطريق من الأفضل أن نغادر أيضا

Belediye meclisindeki sandalyesinden istifa etmesinin ve belediye başkanlığı adaylığından çekilmesi gerekeceğini söylüyorlar,
انهم يقولون انه فى طريقه فقد مقعده بلاستقاله من مجلس المدينه والانسحاب من الترشح لرئيس البلديه

Ah, o kadın buranın yerlisi. Çok iyi bir falcı olduğunu söylüyorlar sanırım.
انها امرأه من البلده انهم يقولون انها قارىء بخت جيده

Biz onu çalıştırırken 2.5 milyon dolar çaldığını söylüyorlar.
انهم يقولون انه سرق مليونين ونصف بينما كنا نقوم بإدارته

Yaşanan hadisenin projedeki kontrolümüzü kaybettiğimizin kanıtı olduğunu söylüyorlar.
انهم يقولون هذا الحادث يثبت فقدنا السيطرة على المشروع.

Bazıları yanlış seçim yapmış, hepsi bu. Hayat zor diyorlar.
وبعض الناس يقومون بإختيار سيئ ذلك كل شيء انهم يقولون ان الحياة صعبة

Jay ve Sessiz Bob diyorlar. Gerçek isimlerimizi kullanmışlar.
انهم يقولون جاى وبوب الصامت لقد استخدموا اسماءنا الحقيقية

Zamanında 45. kattan atlayan bir adam olduğunu söylerler.
انتم تعلمون انهم يقولون ان رجلاً قفز من الدور ال45؟

Gözaltından kaçtığını... ..ve gidip karını öldürdüğünü söylediler.
انهم يقولون بأنك هربت من الحبس وأنك قتلت زوجتك انهم يريدونك