İki gün önce buraya geldi ve konuşmak istediğini söyledi. Hangi yüzle geldin? | Open Subtitles | وقال انه جاء الى هنا قبل يومين و قال انه في حاجة للحديث. |
Ben de Richard'a söyledim, bu yüzden o kendisi buraya geldi. | Open Subtitles | أبلغت ريتشارد, وهذا هو السبب في انه جاء الى. هنا شخصيا. |
İş aramak için yaklaşık olarak altı ay önce geldi. | Open Subtitles | وقال انه جاء إلي منذ ستة أشهر بحثاً عن وظيفة |
Siyah bir kaftan giymiş olarak odasına gelmiş. | Open Subtitles | وقال انه جاء إلى غرفتها في الليل يرتدي عباءة سوداء. |
Hawai'den gelmiş ve 300 dolar için adam öldürürmüş. | Open Subtitles | انه جاء من هاواي وأنه سوف يقتل أي شخص من أجل 300 دولار |
Boys Girls Club'a geldi, yaklaşık üç yıl önce ve bir stajer istedi. | Open Subtitles | وقال انه جاء الى نادي بنين وبنات قبل حوالي ثلاث سنوات وطلب متدرب. |
Bir gün, ona gece ekstradan 15 dakika verebilir miyim diye sormaya geldi. | Open Subtitles | يوم واحد، وقال انه جاء لي تطلب مني تزويده 15 دقائق إضافية ليلا. |
Galiba, bir portremi yaptırmamın vakti geldi. | Open Subtitles | أتعلم, اظن انه جاء الوقت لأرسم صورة لنفسى |
Diyelim ki bir müşteri geldi ve yere yağ dökülmüş. | Open Subtitles | افترض انه جاء اليك زبون وكانت هناك بقعة شحوم على الارض ؟ |
Irene öldükten sonra ofisime geldi, para istemek için. | Open Subtitles | وقال انه جاء الى مكتبي بعد وفاة إيرين، تبدو 'مقابل المال. |
Üstüne üstlük, Harry'nin yerine geldi bugün... ve üç tane nitrojen oksitli T66 motor... ve MoTeC sistemli egzoz ısmarladı. | Open Subtitles | وبالإضافة إلى انه جاء إلى متجر هاري وطلب ثلاث تربينات من نوع ت 66 مع النيتروز وأنابيب عادم موتيك |
- Ne yapıyorsun? - Peter ile tango yapma zamanımız geldi. | Open Subtitles | ماذا تفعل اعتقد انه جاء الوقت لى وله لننهى هذا |
Sanırım şu Peter Barton denen adamı görme vaktimiz geldi. | Open Subtitles | اظن انه جاء الوقت لنتكلم مع بتر بارتون هذا |
İş yerime benimle görüşmeye geldi ve bak, bence ikinizin konuşması gerek. | Open Subtitles | وقال انه جاء ليراني في العمل، والبحث، وأعتقد أن اثنين يجب أن تتحدث. |
Boşluktaki bir şey bana zarar vermek istiyor ve sanırım mağaraya geldi. | Open Subtitles | شيء من الفراغ يريد أن يؤذيني، واعتقد انه جاء الى الكهف. |
Sattığım arabayı geri almam için yardıma geldi. | Open Subtitles | ؟ وقال انه جاء للمساعدة في اعادة شراء السيارة التي بعتها.. |
Sence buraya yeni bir enayi bulmaya mı geldi? | Open Subtitles | كنت تعتقد انه جاء الى هنا تبحث عن لمسة ناعمة. |
Belli ki ölmeye gelmiş tatlım. | Open Subtitles | أوه، وقال انه جاء الى هنا للموت، حبيبته. ومن الواضح. |
Ve duyduğuma göre Woody Harrelson dan sonra 2. gelmiş. | Open Subtitles | أدعى انه جاء المركز الثاني خلف "وودي هاريلسون" |
Buraya bütün yolu gemide çalışarak gelmiş. | Open Subtitles | و قال انه جاء عن طريق عمله على سفينه |