Köy Kalkınma bankasının bir parçası bu fonlar, tam bir banka değiller, ama bir tür fon- mikrokredi aslında. | TED | انه جزء من بنك تنمية القرى انه ليس بنك حقيقي .. انه بنك تقديم قروض صغيرة |
Bir çok kez para cezası aldı. İş masraflarının bir parçası. | Open Subtitles | يحصل على غرامات عدة مرات انه جزء من متطلبات عمله |
Uyuşturucu satması umurumda değil. Bu, işimin bir parçası. | Open Subtitles | انا لا اهتم ببيعه المخدّرات سيدي انه جزء من اداء العمل |
Bu, hayatın bir parçasıdır. Önemli olan bittiklerinde ne yaptığımız. | Open Subtitles | انه جزء من الحياة المهم هو طريقة تعاملنا مع النهاية |
Bu insan olmanın bir parçasıdır, yine de sistemimiz ve kafa yapımız onu kapsayacak biçimde inşa edilmedi. | TED | انه جزء من الحالة البشريه ومع ذلك نظامنا وتفكيرنا ليست مبنيه على استيعابه |
Görevliler belirli bir riski göze alır. Bu, işlerinin bir parçası. | Open Subtitles | ضباط الامن الجوى دائما يتنبؤن بالخطر انه جزء من عملهم |
Endişelenmeyin, bu şovun bir parçası. Kaldırımda durun. | Open Subtitles | لا تقلقي يا سيدتي، انه جزء من العرض ارجعي للخلف |
Çünkü bu liderlik sorumluluğunun bir parçası olarak kabul edilir. | Open Subtitles | ومع ذلك, لا شيء يحدث, لأنه متفاهم علي انه جزء من عبء القيادة |
Bu da rahatlamanın bir parçası. | Open Subtitles | انه جزء من الراحة التي يحصلون عليها نتيجة رؤيتها |
O Seraph'ın bir parçası. Kendinden itişli, kendi kendini besleyen, gümüş iyodür üreticisi. | Open Subtitles | انه جزء من المشروع , بالاساس هو نظام لمولد صيغ فضية يعيد بناء نفسه ذاتيا |
O şekiller çizilecek dostum. Sadece birlikte yaşamanın bir parçası | Open Subtitles | ستحدث مثل هذه المور يا صديقى انه جزء من اللعيش هنا |
- Öyle bir şey olmayacak ama olursa onlara bunun eğitimin bir parçası olduğunu söylerim. | Open Subtitles | لن يفاجئنا أحد , لكن وحدث ذلك سأقول انه جزء من التدريب |
Ancak bu fotoğraflar yüzünden Five-O onun hâlâ bulmacanın bir parçası olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | في نورث شور في وقت حدوث الجريمة ولكن فايف او لا يزالو يعتقدون انه جزء من اللغز |
Eyalet polisi soruşturmalarının bir parçası olarak silaha el koymak durumunda kaldı. | Open Subtitles | محققو الولايه كان عليهم احتجازه انه جزء من تحقيقهم |
Tabii ki yapabilirim. Ofisimin bir parçası. | Open Subtitles | حسناً ، بالطبع يمكنني فعل ذلك انه جزء من مكتبي |
Sporun bir parçası. Düşünmezsen hemen kendine geliyorsun. | Open Subtitles | انه جزء من اللعبة ألا تفكر بالأمر بل تستعيد توازنك |
Kıyafetimin bir parçasıdır sadece. Birilerine nadiren ateş ederim. | Open Subtitles | هذا, انه جزء من ملابسى, ومن النادر ان اقتل به احد |
Gemiyi düzenli olarak kontrol etmek görevlerimin bir parçasıdır. | Open Subtitles | انه جزء من واجبي ان اتفحص السفينة بشكل دوري |
Bu da büyümenin bir parçasıdır ailenin o kadar da kusursuz olmadığını anlamak. | Open Subtitles | حسنا ، اعتقد انه جزء من النضوج ادراك ان والديك لهم اقدام من الطين |
Ya da belki son zamanlarda yaşadıklarının bir parçasıdır bu da. | Open Subtitles | او ربما انه جزء من الذى يحدث اليك. |