Şey, o serserinin teki değil. Zengin ve seviyeli bir adam. | Open Subtitles | حسنا هو ليس مشرد انه رجل غني و من مستوي راقي |
Orta yaşlarda bir adam düşünün. Okuma yazması yok ve zengin de değil. | Open Subtitles | فكروا فى هذا انه رجل فى متوسط عمره لا يعرف القراءة أو الكتابة |
Çok kötü bir adam Jaime ve bu iş seni aşar | Open Subtitles | انه رجل سيء جدا يا جيمي وانت تتجاوزين كثيرا يا جيمي |
Çok nüfuzlu bir adamdır. İslam üzerine kitaplar yazmıştır. | Open Subtitles | انه رجل مؤثر جدا لقد كتب كتبا عن الإسلام |
O bir silahşör. Bu, onu bir tarafa koyar, beni de diğer tarafa. | Open Subtitles | انه رجل مسلح ، الامر الذي يضعه في جانب ويضعني في الجانب الآخر |
Saldırganca tamamen yabancı insanlara bağırdı. Bence Bu adam kötü haber. | Open Subtitles | انه صرخ بعصبية الى غرباء اعتقد انه رجل سئ |
O zaman erkek olduğunu nereden biliyorsunuz? Benim hayatımı yaşamış olsaydınız Müfettiş, yatak odanızda bir erkek olduğunu hemen anlardınız. | Open Subtitles | اذن كيف عرفتى انه رجل ؟ لو عشت الحياة التى عشتها ,يا سيدى, |
Suçlu takibi günlerimden hatırlıyorum onu. Çok kötü bir adam. | Open Subtitles | أجل أعرفه منذ أيامي في جباية المديونية انه رجل سيء |
Kahramanım aslında Darwin değil; William Bateson adında bir adam, Greg Bateson'un babası, uzun zaman burada Monterey de yaşamıştı. | TED | فإن بطلي في الواقع ليس داروين ؛ انه رجل اسمه وليام بيتسون ، والد جريج بيتسون ، الذي كان هنا لفترة طويلة في مونتيري. |
Hayır, bayan. o çok hasta bir adam. Kimseyi göremez. | Open Subtitles | لا سيدتى انه رجل مريض جدا و لن يدع احدا يكشف عليه |
- Hapishanedeki şu çocuk hakkında. - O iyi bir adam, Paul. | Open Subtitles | انه بشأن هذا الفتى هناك بالسجن انه رجل لطيف يا بول |
Halil bir köle değil, o özgür bir adam. Beni sevdiği için benimle geldi. | Open Subtitles | خليل ليس عبدا ، انه رجل حر لقد أتى معى فقط بدافع الحب |
Sanırım... stres altında çok soğukkanlı bir adam. | Open Subtitles | اتعرفين.. انا أظن انه رجل بارد جدا تحت الضغوط |
Merak etmeyin. Her şey yoluna girecek. O harika bir adamdır, harika bir adamdır. | Open Subtitles | لا تقلق كل شئ سيكون على ما يرام انه رجل عظيم، نعم رجل عظيم |
Kalacak bir yer ve iş ayarladı. Harika bir adamdır. | Open Subtitles | وقد اخذني الى مكان للإقامة والعمل انه رجل عظيم |
O benim arkadaşım değil, biliyorsun. Demek istediğim, O bir Çinli. | Open Subtitles | انه ليس صديقى وأنت تعرفين أقصد انه رجل صينى |
Yani, ona bir baksanıza. O bir itfaiyeci, her gün hayat kurtarıyor. Eşcinsel değilim ama çenenin güzelliğine bir bakın. | Open Subtitles | انه رجل مطافي , و ينقذ حياه الناس انا لست مثلي , و لكن انظري الى خط فكيه |
Şef, bu adamın sana söylediği hiçbir şeyi dinleme. Bu adam tehlikeli. | Open Subtitles | لاتستمع لهذا الشخص وما يقوله , انه رجل خطير |
Toplantılara katılacak kadar yüksek, hem erkek olduğunu söylememiştim ki. | Open Subtitles | عالي بما فيه الكفاية لكون في اجتماعاتهم, وأنا لم أقل ابدًا انه رجل. |
Biliyorum. O artık yeni birisi gibi. Kozasından yeni çıkıyor gibi. | Open Subtitles | أعلم, انه رجل جديد " كأنه مشهد من فيلم " كوكون |
Kendisi epey inatçı biridir, bu yüzden fiziksel bir girişime ihtiyaç duyabilirsiniz. | Open Subtitles | انه رجل عنيد جدا ، لذلك قد يكون لديك للحصول على المادية. |
Harika bir çocuk, gerçekten sevdim onu. | Open Subtitles | انه رجل عظيم, وأنا يتعاطف حقا, |
Köpeğin olsun olmasın bir erkek olduğu su götürmez bir gerçek. | Open Subtitles | سواء كان حيوانك الاليف ام لا حقيقة انه رجل لن تتغير |
İnanın bana, başlangıçta ben de sokaktaki serserilerden biri olduğunu sandım. | Open Subtitles | صدقني ، في البداية كنت أعتقد انه رجل مجنون من الشوارع |