Gerçekten hoşlandığın kişi ile böle şeyleri birinden dinlemek gerçekten çok zor. | Open Subtitles | انه من الصعب الاستماع لشخص تحبه , وهو يتحدث عن شخص آخر |
Şimdi sıradaki söyleyeceğin şey bu ilişkiyi yürütmek çok zor çünkü benim işim senin işini bitiriyor değil mi! | Open Subtitles | دعيني أخمن الشيء التالي الذي ستقولينه انه من الصعب علينا انجاح هذا لأن متطلبات عملي أخرجت متجرك من السوق |
Çok iyi arkadaştık. Ondan daha iyi bir dost bulmak zordur. | Open Subtitles | لقد كنا أصدقاء جيدين انه من الصعب أن تجد صديق جيد |
Biliyorum hepimizden yaşlı olmak senin için zor olmalı, ama diğer şeyleri bırakıp sadece tıpa odaklanırsan bunun senin için çok daha iyi olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | , اعرف انه من الصعب كونك أكبر سناً من الآخرين لكنني أظن أنك ستتقدم أكثر لو أنك تركت كل شئ آخر و ركزت على الطب |
Onca zaman sonra bu ayakkabılarla yürümek ne kadar zor. | Open Subtitles | انه من الصعب ارتداء هذا الحذاء بعد كل هذا الوقت |
Birleşmelerini, aile kurmalarını ve kendi ayakları üstünde durmalarını öğretmek zor bir şey oldu. | Open Subtitles | انه من الصعب ان نعلمهم لتوحيد والزواج ويكون مع بأنفسهم. |
Bilirsiniz günlük yaşantımızla gece görevlerimizi dengelemek biraz zor oluyor. | Open Subtitles | انه من الصعب الموازنة بين أعمالنا الصباحية و مهماتنا الليلة |
Yeni bir şehre taşınmanın zor olduğunu biliyorum biraz alışmaya çalışalım, olur mu? | Open Subtitles | أعلم انه من الصعب الوجود فى مدينة جديدة لكن دعنا نعطى انفسنا فرصة,حسنا؟ |
İsveç Uppsala Üniversitesinde yapılan bir araştırma size gülen birisine kızmanızın çok zor olduğunu buldu. | TED | دراسة جديدة في جامعة ابسالا في السويد وجدت انه من الصعب جداً العبس في وجه شخص يبتسم |
- Lütfen şuan dediğini tekrar et. - Bir çocuğu şehirde büyütmek çok zor. | Open Subtitles | ارجوك كرر ماقلت الان انه من الصعب جدا تربيه الطفل في المدينة |
Bak, bir yardım çağrısını görmezden gelmek çok zor . | Open Subtitles | انظري انه من الصعب جدا أن لاتستجيبي للنداء عندما ينادكي أحد للمساعدة |
bu küçük cam parçasının altında bilinen güçlü maddenin oluştuğuna inanmak çok zor geliyor. | Open Subtitles | انه من الصعب الاعتقاد بأن تحت قطعة الزجاج الدقيقة هذه سنخلق واحدة من أقوى المواد التي عرفها الانسان |
O kızın ırkçı bir not yazacağına inanmak çok zor. Nedenmiş o? | Open Subtitles | اجد انه من الصعب تصديق انها ستكتب رسالة عنصرية |
Bilim camiasından birisini "Evet, bir şey biliyoruz, bu doğru" demeye ikna etmek oldukça zordur. | TED | انه من الصعب أن تقنع المجتمع العلمي أن يقول .. نعلم هذا ..هذا حقيقي |
Seyircilerin ortasından şekli görmek zordur, Bunun şeklini görmek de zor. | TED | انه من الصعب أن ترى النمط وانت في وسط الجمهور، انه صعب ان ترى نمط هذا. |
Pazarda alınıp, satılırken insanın özgür olması zordur. | Open Subtitles | انه من الصعب ان تكون حراً عندما تبيع وتشتري في المحلات التجارية |
Benim için zor, konuşmak diğer insanların yaptığı şeyleri çabucak anlamamak. | Open Subtitles | انه من الصعب علي التكلم لا أختار التعابير التي يختارها الناس |
Bazı şeylerle uğraşmak benim için zor. | Open Subtitles | انه من الصعب بالنسبه لي التعامل مع بعض الامور |
Onca zaman sonra bu ayakkabılarla yürümek ne kadar zor. | Open Subtitles | انه من الصعب ارتداء هذا الحذاء بعد كل هذا الوقت |
Söylemenin de ne kadar zor olduğunu tanrı biliyor, ama bazen, kardeşler birbirlerine o basit cümleleri söyleme ihtiyacı duyarlar. | Open Subtitles | ويعلم الله انه من الصعب ان نقول , لكن في بعض الأحيان , الاخوة بحاجة الى ان اقول كل تلك الكلمات البسيطة الأخرى. |
Onlardan bu kadar uzak olmak zor bir şey. | Open Subtitles | انه من الصعب البقاء بعيدا عنهم طوال الوقت. |
Beyaz halk bizi öyle kendilerine benzetti ki onlara kendilerini öğretmek zor bir şey oldu. | Open Subtitles | جعلت الناس الابيض بنا الكثير مثلهم انه من الصعب ان نعلمهم عن أنفسهم ، |
Halka beyanlarınızdan ve ortalıkta dolaşan dedikodulardan gerçek amacınızın ne olduğunu anlamak zor oluyor. | Open Subtitles | ما بين كلماتك الدعائيه و ما بين الشائعات المتطايرة اجد انه من الصعب ان احدد نواياك الحقيقيه |
Kör bir adamın dikkat etmesi oldukça zor, değil mi, Lyle Birader? | Open Subtitles | يبدو انه من الصعب على الاعمى ان يحذر اليس كذلك اخ لىلى |